Blog

Bach Çiçekleri

Bach Flowers Homeopatik Kürleri…

Yüzyılın başında bazı ruh halleri ile farklı çiçek türlerinin ilişkili olduğunu keşfeden Dr. Bach, bu çiçeklerin homeopatik özlerini kullanmış ve insanların ruh hallerini değiştirmeyi başarmıştır.  Seneler içinde Dr. Bach’ın kullandığı bu sistemin kullanımı yaygınlaşmış, Bach Çiçekleri şeklinde adlandırılan sistematiği bütünsel tıp uygulamalarını kullanan terapistler tarafından ruhsal sorunlarda en sık kullanılan yöntem haline gelmiştir. Yakın geçmişte Avrupa’da zaman geçirdiyseniz ve alternatif terapi yöntemlerine biraz da olsa ilgiliyseniz, Bach Çiçekleri adını mutlaka duymuşsunuzdur.Dr. Bach, bazı çiçek bitkilerin ve özellikle çiçek türlerinin çeşitli negatif duygu yönlenmeleri üzerinde etkili olduğunu ve bu olumsuz duygusal yönelimleri pozitif yönlü etkileyebildiğini bulmuştur. Bu konuda önceden tanımlanan 38 kür bulunmaktadır ki; bu da 38 farklı ruh hali, 38 farklı kişilik demektir.

Bach Çiçekleri Terapi Yöntemi

Bach çiçekleri, duygusal ve ruhsal problemler için kullanılan alternatif veya tamamlayıcı bir terapi yöntemidir. Yabani bitkilerin çiçeklerinden elde edilen sulandırılmış özlerden yapılırlar.Bir tıp doktoru ve homeopat olan Edward Bach, bu kürleri 1900’lerin başında yarattı. Homeopati, vücudun kendi kendini iyileştirebileceği inancıdır. Vücudu veya zihni tedavi etmek için bitkiler ve mineraller gibi az miktarda doğal madde kullanır. Bach çiçek kürlerinin arkasındaki fikir, homeopatiye benzer. Ancak daha az malzeme kullanılır ve doğrudan fiziksel semptomlar üzerinde değil, bunun yerine duygular üzerinde çalışılır.Bach, olumsuz duyguları iyileştirmenin vücudun kendini iyileştirmesine yardımcı olduğuna inanıyordu. Sistemi, her biri belirli bir olumsuz duyguyu ele alan 38 kür içerir. Duygular, hastalığın yedi geniş psikolojik nedenine göre gruplandırılmıştır:KorkuBelirsizlikMevcut koşullara ilgi eksikliğiYalnızlıkEtkilere ve fikirlere aşırı duyarlılıkÜzüntü veya umutsuzlukKendi pahasına başkalarını önemsemek

Ruhsal problemlerden arınarak, kendinizi kötü hissetmenize neden olan duygularınızı değiştirebilirsiniz…

Bach Çiçekleri Nasıl Kullanılıyor?

Öncelikle Bach Çiçekleri hakkında hazırladığımız içerikleri incelemenizi ve ardından merak ettiğiniz her türlü konuda sorularınızı paylaşmanızı istiyoruz. Bunun ardından sizi kliniğimize görüşmeye davet etmekteyiz. Bu görüşmede, hangi kür veya kürlerin sizin için uygun olduğunu belirliyoruz. Görüşmeden sonra belirlenen Bach Çiçekleri karışımını biorezonans cihazıyla terapide uyguluyoruz. Sorunun nedenine göre bazı durumlarda farklı rezonans terapileri de kullanılmaktadır. Seans sonrasında size özel hazırlanan Bach Çiçekleri karışımı, günlük kullanılmak üzere size verilmektedir. Bu karışım, gün içinde kolayca dil altına sıkarak uygulayabileceğiniz bir sprey halindedir.Birlikte seçtiğimiz kürlerle birlikte Bach Çiçekleri terapisini aldıktan sonraki haftalarda etkileri hissetmeye başlarsınız. Ancak bazen etkinin birkaç gün gibi daha kısa sürede de ortaya çıktığını görmekteyiz. Normalde Bach Çiçekleri kürünün 1 ay süreyle kullanılmasını tavsiye ediyoruz. Sonraki süreçteyse bazı seçilen çiçeklerin kullanımına artık gerek kalmamakta, kişi 1 ay sonrasında değiştiğini fark ettiği için belli çiçeklerin kullanımına ihtiyaç olmadığını söylemektedir. Bu gibi durumlarda tedaviye diğer konular üzerinden devam ediyoruz.

İlaç Değil…

Bazı bitkilerin homeopatik özlerinin kullanıldığı Bach Çiçekleri Terapisinde ilaç kullanılmaz. Bu kürler ilaç değil, eser miktarda bitkisel ekstre içeren özlerle yapılır. Yapılan uygulamada tanımlanmış çiçeklerin enerjisi kullanılmakta ve böylelikle kişinin enerjisi değiştirilmektedir. Bu yüzden Bach Çiçekleri herhangi bir ilaçla etkileşime geçmemekte, herhangi bir yan etki söz konusu olmamaktadır.Bu çiçekleri yalnızca ruhsal problemlerde kullandığımız söylemek haksızlık olacaktır. Farklı şikâyetlerle başvuran hastalarımız için kliğimiz bünyesine Bach Çiçekleri pek çok farklı amaçla kullanılmaktadır. Her rahatsızlığın kişiye özel ruhsal etkileri de bulunduğundan, bireyin ruhsal yapısındaki sertliklerin giderilmesi ile rahatsızlıkların üstesinden gelmek çok daha kolay olmaktadır.

Hangi durumlar içindir?

• Stres • Kaygı • Korkular • Depresyon • Endişe • Dikkat eksikliği • Hiperaktivite • Asabiyet ve kızgınlık • Tramvatik durumlar • Öfke nöbetleri • Moral bozuklukları • Mutsuzluk halleri • Enerji düşüklüğü vb…

İhtiyacınız olan maksimum 5 kürü aşağıdaki tablodan seçebilirsiniz. Sonrasında size özel hazırlanan Bach Çiçekleri karışımı, günlük kullanılmak üzere size verilmektedir. Bu karışım, gün içinde kolayca dil altına sıkarak uygulayabileceğiniz bir sprey halindedir.

S.S.S

Bach Çiçekleri Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Bach çiçeği, duygusal dengeyi sağlamak ve stres, kaygı, korku gibi olumsuz duygularla başa çıkmak için kullanılan doğal bitki özlerinden oluşan bir terapi yöntemidir. Zihinsel ve duygusal sorunlara odaklanarak genel iyilik halini artırmayı amaçlar.

Etki süresi kişiden kişiye değişir. Bazı insanlar birkaç gün içinde iyileşme hissederken, diğerleri için birkaç hafta sürebilir. Düzenli kullanım etkilerin kalıcı olmasına yardımcı olabilir.

Bach çiçeği esansları, doğrudan dil altına damlatılarak ya da bir bardak suya karıştırılarak alınır. Genellikle 2-4 damla önerilen doz olarak kullanılır ve günde birkaç kez tekrarlanabilir.

Bach çiçeği terapisi, özellikle stres, kaygı, korku, depresyon, uyku bozuklukları ve duygusal dengesizlik gibi psikolojik sorunlara iyi gelir. Fiziksel rahatsızlıkların duygusal kökenlerine yönelik destekleyici bir tedavi olarak kullanılır.

Kullanım süresi kişinin ihtiyacına göre değişir. Akut durumlarda kısa süreli kullanım yeterli olabilirken, kronik ya da uzun vadeli duygusal dengesizlikler için birkaç hafta ya da daha uzun süre kullanılabilir.

Ruhsal Denge

  Bağımlılıklardan ve diğer pek çok farklı hastalıktan kurtulmak için kullanılan Quitt cihazı ile gerçekleştirilen terapiler duygu ve durum sorunu yaşayan kişilere de çözüm üretebilir. Bu terapilerde bedenin çevreye yaydığı bozuk elektromanyetik sinyaller yani frekanslar filtrelenir ve bedenin elektromanyetik titreşimleri dengelenir. Bu terapi seanslarına ek olarak Quitt cihazına entegre edilen Bach Çiçekleri Terapisi de kullanılabilir.…

Biorezonans ile Ağrı Terapisi

Ağrı vücutta aksayan işlevlerin verdiği alarmlardan bir tanesidir. Ağrı duyulan bölgede oluşan değişikliğe  bağlı olarak reseptörler uyarılır ve uyarı beyine ulaşarak ağrı hissetmemiz sağlanır. Bir çeşit yardım çığlığı gibi algılayabiliriz.

Ağrılar akut ve kronik tipte olabilir. Her iki tip ağrının nedenleri de şiddetleri de birbirinden farklıdır.

Akut ağrılar genellikle kaza, darbe, ameliyat, enfeksiyon, zona ağrısı, böbrek taşı ağrısı şeklinde karşımıza çıkmaktadır.

Rezonans seansı sırasında bile ağrıyı hafifletmek  veya azaltmak mümkündür.

Ağrılarda Biorezonans Terapisinin Rolü

Bir danışan, ağrı terapisi için kullanılan ilaçları yüksek dozda almak zorunda kalmadan ağrı semptomlarını azaltmalarına yardımcı olacak alternatif yöntemlere yöneldiğinde, genellikle daha az önemli yan etkiler yaşayabilirler. Biorezonans terapisi genellikle vücudun manyetik dalgalarını okumak ve yorumlamak için kullanılır. Bu, bir danışanın neden ağrı semptomları yaşadığını anlamasına yardımcı olabilir ve aynı zamanda potansiyel stresörleri, toksinleri ve kişinin vücudunda ilgilenilmesi gereken diğer sorunlu bölgeleri belirlemeye yardımcı olabilir. Biorezonans terapisi ayrıca kişinin vücudundan alınan sinyalleri, vücudunun kendi kendini iyileştirmesine daha iyi izin verecek şekilde ayarlama yeteneğine de sahiptir; bu nedenle, genellikle akut ağrının hafifletilmesine veya kronik ağrının şiddetinin azaltılmasına yardımcı olabilecek bir yöntem sunar.

Baş ağrıları, migren, adet ağrıları, bel ve sırt ağrıları, tenisci dirseği, omuz eklemi şikayetleri, ağrıları hem ani rahatlatılabilir hem de uzun vadede kalıcı iyilik hali sağlanabilir.

Migren çok faktöre bağlı oluştuğu için çok özel bir protokol şekli sunulmaktadır.  Elektromanyetik yüklenme, gıdalar, stres, gibi sebeplere çözüm getiren rezonans migren için önemli bir destek şeklini oluşturmaktadır.

Fibromiyalji uzun süren bezdiren ağrıları ve çözümü uzun sürebilmesi nedeniyle  zor bir durumdur. Genellikle danışanlara stres protokolü önerilmektedir. Rorezonans ile seans sırasında vücuttaki tüm toksinlerden kurtulma, ağır metallerin atılımı, gida intoleransları ve patojenlerin onarımı yapıldıkça, stres azaltıldıkça, ağrılar ortadan kaldırılarak danışana yardımcı olunabilmektedir.

Ağrıların Çözümü İçin Rezonans Yöntemi

Ağrı, basit bir yaralanmadan artrit gibi kronik bir hastalığın gelişmesi gibi daha ciddi nedenlere kadar çok sayıda nedenden dolayı kişiyi etkileyebilir. Ağrı ortaya çıktığında, özellikle birkaç gün sonra geçmediğinde semptomu göz ardı etmemek önemlidir. Kronik ağrı genellikle tedavi edilmeden bırakıldığında potansiyel olarak ölümcül komplikasyonlara yol açabilecek daha ciddi bir altta yatan sağlık durumunun bir işaretidir. Biorezonans terapisi, potansiyel stres etkenlerini ve toksinleri saptamanın yanı sıra vücudun dahili elektromanyetik dalgalarını kullanarak ağrılı semptomları azaltmak gibi farklı şekillerde ağrı yönetimine yardımcı olur.

Rezonans yönteminde kronik ağrılarda yaklaşım ağrıyan bölgedeki hasarı onarmaktan geçmektedir. Onarabilmek için hasarın nedenleri saptanır. Hem nedenlerle mücadele verirken aynı zamanda bölgenin doku iyileştirilmesi, toksin ve metallerin uzaklaştırılması da beraber uygulanır.

Bedenin ilgili bölgede bir sorun olduğunu ifade etme biçim olan ağrı, bu bölgedeki frekansın normalden farklı olmasına sebep olur. Ağrıyan bölgedeki bu frekans farkının eşitlenmesi ağrıyı da ortadan kaldırır. Travmalara bağlı ortaya çıkan ağrılar üzerindeki etkisi çarpıcı düzeydedir. Kronik ağrıların ortadan kaldırılması için sistemin bütün olarak incelenmesi ve tüm sisteme etki eden stres yükünün temizlenmesi gerekmektedir.

Süreç ve alınacak sonuç, bedenin ne kadar kirlendiğine ve ne yoğunlukta stres yükü olduğuna bağlıdır. Vücuttaki yüklenme çok daha düşük olduğu için genel kural, çocuklardaki etkinliğin daha güçlü ve hızlı olmasıdır.

S.S.S

Ağrılar Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Biorezonans, vücudun doğal frekanslarını kullanarak ağrının kaynağını bulup, dengelemeye ve iyileştirmeye çalışır. Hücresel düzeyde enerji akışını düzenleyerek ağrıyı hafifletir.

Baş ağrıları, migren, sırt, boyun, eklem, kas ağrıları, fibromiyalji gibi kronik ağrılar ve stres kaynaklı ağrılar için uygundur.

Genel olarak güvenli bir tedavi yöntemi olarak kabul edilir. Terapi öncesi bir uzmana danışmak önemlidir.

Seanslar genellikle 45-60 dakika sürer ve ortalama 4 – 8 seans uygulanabilir. Kişinin ihtiyacına göre süre değişiklik gösterebilir.

Sonuçlar kişiden kişiye değişir. Bazı kişiler birkaç seanstan sonra iyileşme hissederken, diğerleri daha uzun sürede sonuç alabilir.

Biorezonans Terapisi ile Kilo Verme Seansları

Kilo Verme Amaçlı Rezonans Terapileri

Kilo verme maksatlı yapılan rezonans terapilerinde kişinin gereksinimlerine göre birkaç farklı terapi formunu bir arada kullanmaktayız. Biorezonans terapisini, sigaraya ve gıdalara karşı olan bağımlılıklara yönelik uygulamaktayız. Kişide bağımlılık ve benzeri durumlara sebep olan maddelere göre uygulanan bu terapi, ilgili maddeye özgü elektromanyetik frekansların bedenden silinmesidir. Gıdalar üzerinden uygulanan bir bağımlılık tedavisi olan bu işlemde karbonhidrat grubu besin maddeleri üzerinden terapi uygulandığı için iştahta azalma olur ve kişi daha kolay doymaya başlar. Böylelikle kişinin tükettiği besin miktarı da, büyük çabaya gerek kalmadan otomatikman azalmış olur.

Biorezonans ile Zayıflama Terapisi Etkili midir?

Biorezonans zayıflama konusunda etkili bir terapidir; çünkü süreci daha da zorlaştırdığı bilinen durumları ve sorunları hedefleme konusunda size yardımcı olur.

Terapi sırasında vücudunuz sürekli izlenir ve vücuttan yeni elektromanyetik dalgalar geçirilir. Bu, metabolizmanızı iyileştirmenize ve kilo almanıza neden olabilecek hormon sorunlarını düzeltmenize yardımcı olabilir. Temel olarak, vücudunuzu hemen detoksifiye etmeye ve kendini iyileştirmeye başlayan bir araca dönüştürürsünüz.

Bununla birlikte, bunun da ötesinde, biorezonans ile zayıflama terapisinin faydaları genellikle basit bir kavrama indirgenir: bilgi.

Günün sonunda, vücudunuzun ne yaptığı hakkında bilgi ediniyorsunuz. Her şeyin nasıl çalıştığını ve belirli stresörlere ve dış etkenlere nasıl tepki verdiğinizi görebilirsiniz. Bu, zayıflama söz konusu olduğunda en iyi kararları vermenizi sağlar. Bu bilgi, olumlu değişiklikler yapmak için çok önemlidir, bu nedenle birçok insan biorezonansı bu önemli bilgiyi elde etmenin bir yolu olarak kullanır.

Peki, biorezonans terapisi zayıflamaya yardımcı olabilir mi? Kesinlikle, evet olabilir. Çeşitli farklı durumlarda kullanılabilen etkili bir araçtır. Zayıflamaya yardımcı olmak için teknolojiyi kullanabilmek, insanların zayıflamaya yönelik proaktif bir duruş sergilemeye başlayabileceği anlamına gelir. Bu, uzun bir süredir uyguladığımız bir şey ve bu yöntemi bir zayıflama yöntemi olarak kullanmanıza yardımcı olmaktan büyük mutluluk duyarız. Yapmanız gereken tek şey bizimle iletişime geçerek biorezonans ile zayıflamak için bu süreci nasıl kullanabileceğinizi sormak.

Biorezonans Terapileri ile Hangi Gıdalar Azaltılır?

Hamur işleri: Unlu gıdalar üzerinden uygulanan rezonans terapileriyle bu gıdaları tüketme isteği azaldığı gibi, bu besinlerden kaynaklı sağlık problemlerinde de düzelme olabilmektedir. Bu sebeple unlu gıdalar üzerinden gerçekleştirilen rezonans terapileri sayesinde migren, psikoloji sorunlar, halsizlik, kronikleşen bağırsak problemleri gibi pek çok sağlık sorununda fark edilir seviyede düzelme görülebilmektedir. Bu seanslar kişinin hamur işlerine olan düşkünlüğünü azalmanın yanı sıra iştahı da azalttığından, glüten intoleransından kaynaklı sorunların çözümüne yardımcı olur ve dolayısıyla metabolizmanın desteklenmesini sağlar.

Şekerli Gıdalar, Tatlılar: şekerli besinler sigara ve diğer benzer maddeler gibi bağımlılığa sebep olur. Düşkünlük, çok yeme ve çok sevme gibi haller terapiyle ortadan kaldırılabilir. Şekerin beden dengesini değiştirdiğini, insülin dengesini bozmak suretiyle bedenin daha fazla enerji depolama eğilimi göstermesine yol açtığını biliyoruz. Tatlılar ve şekerli gıdalar üzerinde yapılan terapi, bu tip gıdaların tüketimini otomatik olarak azaltır. Terapi alan kişilerde eskiden olduğu gibi şeker düşmelerinden kaynaklı sorunları yaşamamaları, rezonans terapisinin enerjetik dengeyi kurmasıyla elde edilen sonuçların yalnızca biridir.

Çikolata: Bu terapilerle çikolata bağımlılığı da giderilebilmektedir.

Yüksek Şekerli Meyveler: Terapiyle çok sevme ve düşkünlük halleri ortadan kaldırılabilir.

Tuz: Diğer gıdalarla beraber tuz üzerinden gerçekleştirilen terapi kişinin tuza olan düşkünlüğünü giderebilir.

Kahve: Kahve alımı, bu terapiler sayesinde otomatikman azaltılabilir.

Süt Ürünleri: Gluten içerikli gıdalarla beraber süt ürünleri ikinci büyük intolerans grubunu oluşturur. Temel nedense kişinin küçük yaşlardan itibaren süt ve süt ürünlerini tüketmesidir. Gluten gibi birçok sağlık sorununun temelinde yatan gizli nedendir. Gluten’e benzer şekilde süt ve süt ürünleri üzerinden gerçekleştirilen bu terapiler sayesinde sağlık sorunlarında önemli oranda iyileşme görülebilir.

Diğer Gıdalar: Bireyin aşırı miktarda tükettiği ve düşkünlüğünün fazla olduğu her türlü gıda sorununda biorezonans terapisi kullanılabilir. Zayıflama ve iştahı düşürme için çoğunlukla iki seans önerilir.

Minimum 4 seans

Unlu mamuller, pasta ve börekler, ekmek, hamburger, pasta, tatlı ve çikolata gibi karbonhidrat grubu ürünlere karşı düşkünlüğünüz varsa size bu gıdalar üzerinden gerçekleştirilen bir seans öneririz. Bu uygulama, sigara bırakma terapilerinde olduğu gibi problemli gıda grubuna göre gerçekleştirilmektedir.

Modern çağda kötü karbonhidratların tüketiminin son derece yüksek olduğunu görüyoruz. Hamur işi, ekmek, makarna, pilav benzeri karbonhidratların yarattığı bağımlılık herkeste az veya çok oranda mevcut. Alkol ve sigara bağımlılığında kullanıldığı gibi, rezonans terapileri kilo verme uygulamalarında da aynı şekilde kullanılır ancak farklı olarak alkol ya da sigara değil, kişinin düşkün olduğu ve fazla tükettiği kötü karbonhidrat grubu gıdalar kullanılır. Uygulamalarda biorezonans cihazına sorunlu yiyecek maddeleri konur ve kişiden, cihazın elektrotlarını tutması istenir. Bu uygulamada sakinleşme ve rahatlamadan başka bir şey hissedilmemektedir. Sigara bırakma uygulamalarına benzese de, cihazın içine sigara yerine gıda maddelerinin konmaktadır ve bu seans 5 gün sonra tekrar edilmektedir.

Kilo Verme Seansından Sonra Nasıl Hissedeceğim?

İlk seansın tamamlanmasından sonra herhangi bir çaba harcamaksızın yediğiniz miktarda azalma olduğunu ve iştahınızın belirgin düzeyde azaldığını göreceksiniz. Yediklerinizin miktarını otomatikman azaltan bu terapinin asıl etkisi ise ikinci seanstan sonraki günler ve haftalarda görülecektir. Artık ekmek, makarna, tatlı, çikolata ve hamur iş gibi besin maddelerini eskisi gibi sıkça aramadığınızı fark edersiniz. Bu süreç otomatik olarak gerçekleşecek, dolayısıyla diyet yapıyor hissine ve stresinde kapılmadan yediklerinizin azaldığını göreceksiniz.  Bu terapileri alan hastalarımızda, birbirinden bağımsızmış gibi görünen pek çok sağlık sorununda azalma yaşandığını ya da ortadan kalktığını tespit ediyoruz. Şeker düşüşlerinin azalması veya ortadan kalkması, migren ataklarının seyrekleşmesi, menapoz şikayetlerinin gerilemesi, uykusuzluk sorunlarının azalması, sabah yorgunluğundan kurtulma gibi sonuçlar terapilerle elde edilen pozitif etkilerdendir. Terapiden sonraki ikinci haftadan itibaren kendinizi daha hafif, uykularınızın düzenli hale geldiği için enerjik hissedersiniz. Vücut ağrılarınızın azaldığını ve ruh halinizin daha pozitif olduğunu görebilirsiniz.

S.S.S

Kilo Verme Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Biorezonans terapisi, kilo verme sürecine yardımcı olabilen bir yöntem olarak kabul edilir. Bu terapi, vücuttaki enerji dengesizliklerini düzelterek, gıda bağımlılıklarını azaltır,  metabolizmayı hızlandırabilir ve iştah kontrolünü sağlayabilir.

Zayıflama süreci kişiden kişiye değişir, ancak genellikle 4 ila 8 seans önerilir. Ancak bazı durumlarda daha fazla seans gerekebilir.

Seans ücretleri, uygulayıcıya ve bölgeye göre değişiklik gösterir. Kesin fiyat bilgisi için ilgili merkezle iletişime geçmek en doğrusudur.

Biorezonans, vücuttaki zararlı toksinleri ve enerji blokajlarını ortadan kaldırarak metabolizmayı düzenler. Karbonhidrat ve şeker isteğinin azalması sağlar. Ayrıca, iştahı kontrol etmeye yardımcı olacak pozitif frekanslar gönderir.

Biorezonans ile kilo vermek, bireyin metabolizmasına ve yaşam tarzına bağlı olarak değişir. Genellikle, düzenli uygulama ile birkaç hafta içinde olumlu sonuçlar görülmeye başlanabilir. Ancak kalıcı sonuçlar için sağlıklı beslenme ve egzersizle desteklenmesi önerilir.

Biorezonans Terapisi ile Alkol Bırakma Seansları

Biorezonans Terapisinin Alkolü Bırakmaya Etkisi

Tıpkı sigara bağımlılığına son vermeyi amaçlayan terapilerimizde olduğu gibi; alkol bağımlılığı bulunan kişilere yapılan terapi uygulamalarında da kişinin alkol alma isteğini azaltmakta, alınan alkol miktarını düşürmekte ve kişinin alkolden tamamen kurtulmasına yardımcı olmaktadır. Bireyin alkol bağımlılık düzeyine bağlı olarak terapi uygulamaları alkolden geri dönmemek üzere, tamamen kurtulmaya yardımcı olabileceği gibi klasik yöntemlerle bir arada destek amaçlı da kullanılabilir. 4’er gün arayla gerçekleştirilen seanslardan oluşan ve toplamda 6 seans süren bu terapinin ne kadar süreceği, kişinin gösterdiği gelişime göre belirlenir.

Alkolü bıraktırmayı hedefleyen terapilerde tıbbi yaklaşımların da dahil olduğu klasik yöntemlerle birlikte, seansların destek olarak kullanılması önerilmektedir. Kişinin ruhsal sağlığıyla birebir ilişkili olan alkol bağımlılığında uzun süreli takip ve psikolojik tedavi yaklaşımlarını reddederek, sadece frekans silme terapileriyle sonuç bulmayı amaçlayan yaklaşımlarla başarı ancak sınırlı seviyede olabilir. Bir başka değişle bu terapilerde terapistin deneyimi, bağımlılıktan kurtulmayı amaçlayan kişi açısından çok önemlidir. Merkezimizde gerçekleştirilen alkol bırakma terapilerinde kişinin ruhsal durumu ve alkol bağımlılığı düzeyine göre Bach Çiçekleri gibi ruhsal yönelim terapileri önerilir.

Rezonans terapilerinde maddelerin bedende sebep olduğu kimyasal etkilerden ziyade fiziksel (elektromanyetik etkiler) özellikler kullanılmaktadır. Maddeye özgü düşük frekanslı elektromanyetik enerjinin kullanımıyla madde etkisinin bedenden silinmeye çalışıldığı bu terapi; bağımlılık yapan maddenin yani alkolün cihaza konulması ve frekansının tespit edilmesinden sonra maddenin elektromanyetik titreşimlerinin bedenden silinmesidir. Bir başka değişle biorezonans cihazına konan madde her ne ise frekans işlemi, o maddenin elektromanyetik etkisi üzerinden yapılır. Alkol bıraktırma terapilerinde cihaza konan madde, kişinin en sık tükettiği alkollü içkidir. Bu seanslar yaklaşık olarak 50 dakika kadar sürmekte ve birkaç gün arayla toplamda 6 seans uygulanmaktadır.

Birçok kişi için 3 seans yeterli olurken psikolojik olarak rahat olmayan kişilerde daha fazla seans da önerilebilir.

Alkol Bırakma Terapisinin Etkisi

Terapinin etkisi; kişinin alkolden daha kolay kurtulmasına ve alkol gereksinimini azaltmasına yardımcı olmasıdır. Seansın etkisi tıpkı sigara bırakma terapilerindeki gibi, ilk seansla birlikte başlamakta ve birkaç gün arayla yapılan toplam 6 seans sonunda da pekişmektedir. Terapinin tamamlanmasının ardından kişi alkol alma isteğinde net bir azalma hisseder. Şayet terapiden sonra kişi tekrar alkol alırsa alkol alırken eskiden olduğu kadar keyif almadığını ve dolayısıyla alkol almanın anlamsız hale geldiğini fark eder. Buna karşın terapinin ne oranda etkili olacağı kişinin alkole ne düzeyde bağımlı olduğuna ve bireyin “esasen neye ihtiyaç duyduğuna” göre değişir.

Alkol Bırakma Üzerine Hangi Terapi Daha Uygun?

Alkol sorunun hangi düzeyde ve bu sorunun sebep olduğu ruhsal problemlerin neler olduğuna göre farklı terapiler tavsiye edebiliyoruz. Çoğu kişide biorezonans terapisi yeterli olmasına rağmen bazılarında psikolojik yapının iyileştirilmesine yönelik terapiler de kullanılabilir. Şayet gereklilik hissediyorsanız psikolojik problemlerle alakalı kullandığımız diğer terapi yöntemlerini açıkladığımız sayfalarımıza göz atmanızı öneririz.

Terapi, bağımlılık yapan madde üzerinden gerçekleştirilen ve tamamen kendine özgü bir teknoloji kullanan biorezonans seanslarıdır. Terapinin gayesi, bağımlılık yapan maddeye karşı frekans temizliği yapılmasıdır. Frekans temizliğiyle ilgili maddeye karşı duyulan bağımlılık hissinde azalma gözlemlediğimiz gibi, ek olarak terapiyle birlikte bedende maddesel seviyede bir temizlik de uyarılır. Bu rezonans seansları bir başka değişle detoks temellidir ancak bu durum sadece alkol üzerinden yapılan seanslarda geçerlidir.

Rezonans terapileri alkolden tamamen kurtulmak ya da alkolü azaltmak isteyen herkese önerilir.

Alkolü Azaltmak İsteyenler

Alkol temelli yapılan seanslardan sonra bedenin alkol ile kurduğu ilişki değişir. Şayet kişi terapiden sonra alkol almaya devam ederse eskisi gibi keyif alamadığını ve alkolün eski tadında olmadığı için alkol almanın da manasız hale geldiğini görecektir. Bu terapi alkol tüketim miktarını düşürmek için de kullanılabilir ama bu gibi bir uygulamanın etkisinin uzun süreli olması için 3 ila 6 aylık periyotlarda birkaç seans daha gerekir.

Alkol Bağımlılığından Tamamen Kurtulmak İçin

Asıl hedefimiz alkol bağımlılığından geri dönmemek üzere kurtulmanızdır. Bunu başarmak içinse alkolizm sorununu yaşantınızdan tamamen çıkartmakta kararlı olmalı, problemin psikolojik temellerini de göz ardı etmemelisiniz. Bu terapilerin amacı; alkolü bırakma sürecinizi mümkün olan en kolay şekilde geçirmenizi sağlamak, alkol alma isteğini en aza indirmek, alkol almamanızdan kaynaklı problemleri minimuma indirgemek ve alkol kokusu aldığınızda dahi bedeninizin sanki bu kokuyu ilk kez alıyormuşçasına tepki vermesini sağlamaktır. Biorezonans terapileri kişinin kullanmaya en çok alışkın olduğu alkol tipleri üzerinden gerçekleştirilir. 4 gün aralıklarla, 6 seans olarak uygulanan terapiye ek olarak taleplerinize göre farklı yöntemlerin kullanımı da mümkün olabilmektedir.

S.S.S

Alkol Bırakma Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Evet, bioresonans terapisi alkol bağımlılığından kurtulmaya yardımcı olabilir. Bu yöntem, vücudun alkol frekanslarını nötralize ederek kişinin alkol isteğini azaltmayı ve zamanla tamamen bitirmeyi hedefler. Terapinin amacı, vücudun bağımlılığa yol açan enerji dengesizliklerini düzelterek alkol arzusunu ortadan kaldırmaktır.

Evet, biorezonans ile alkol bırakma konusunda başarı elde eden birçok kişi bulunmaktadır. Ancak sonuçlar kişilerin istek, kararlılık ve hazır olma durumuna göre farklılıklar gösterebilir.

Terapi genellikle 6 ile 10 seans arasında sürer. Ancak bu süre, kişinin bağımlılık düzeyine, vücudunun terapilere verdiği yanıta ve genel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bazı bireyler daha hızlı sonuç alabilirken, daha yoğun bağımlılığı olan kişilerde tedavi süreci daha uzun sürebilir. Tedavinin etkinliği ve süresi, her bireyin ihtiyaçlarına göre kişiselleştirilebilir.

Biorezonans, alkol isteğini bitirmekte etkilidir, ancak kesin sonuçlar kişiden kişiye farklılık gösterir. Başarı oranı kişinin motivasyonu ve tedaviye olan uyumuna bağlıdır.

Fiyatlar, terapi merkezinin bulunduğu konuma, uzmanların deneyimine ve uygulanacak seans sayısına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Terapi sürecine başlamadan önce, fiyatlandırma ve tedavi planı hakkında detaylı bilgi almak için merkezle iletişime geçmek faydalı olacaktır.

Biorezonans Terapisi ile Sigara Bırakma Seansları

Biorezonans Terapisi ile Sigarayı kolayca bırakmak için…

En kısa tanımla biorezonans; maddelerin yaydığı frekansların kullanımıyla, bedenin o maddeyle enerjetik bir yolla etkileşim kurması ve uyarılmasıdır. Almanya orijinli olan biorezonans teknolojisi, bağımlılıklardan kurtulma ve kilo vermeye odaklı özel bir terapi biçimidir. Bu terapi yöntemi aşılamaya da benzetilebilir. Terapide temel gaye; bağımlılık yapan veya alerjen etkiye sahip olan maddeye karşı bedende bir temizleme ve silkelenme hali oluşturmaktır. Birbirinin ayna görüntüsü olan iki frekansın, birbirini nötrleyeceği prensibini kullanan biorezonans tekniği sayesinde içilen sigaradan alınan frekans (elektromanyetik yayılım) elektronik olarak ters çevrilir ve oldukça düşük seviyeli elektromanyetik sinyaller olarak vücuda verilir. Gerçekleştirilen bu işlem tıpkı radyo sinyalleri gibi, bedene düşük frekanslarda yayın yapılması gibidir. Bağımlılığa yol açan maddenin frekans şablonunun ayna görüntüsü bedene verilir ve iki ters frekans şablonunun birbirini nötrlemesi sağlanır.

Bu açıklamalardan sonra biorezonans terapisi kısaca bağımlılık yaratan maddenin yaydığı frekans şablonlarının bedenden silinmesi olarak tanımlanabilir. Genellikle tüm bu işlem için 40-50 dakikalık tek seans yeterlidir. Uygulamada kişi rahatlama ve sakinleşme haricinde herhangi bir şey hissetmemektedir.

Merkezimize sadece bir kez gelmeniz çoğu kez yeterlidir; ancak zorlanıyorsanız 3 ay içinde alacağınız ikinci bir destek seansı ücretsizdir.

Sigara Bırakma Terapilerinin Etkisi…

8 yıl boyunca gerçekleştirdiğimiz 10 bini bulan sigara bırakma terapisine bakarak, tüm bu seansların bedendeki nikotin isteğini net bir şekilde azalttığını ve esasen bedenin nikotine olan tanışıklık halini ortadan kaldırdığını söyleyebiliriz. Terapi sonrasında psikolojik bağımlılık neticesinde kişi sigara içmeye çalışsa da vücut sigara dumanına tepki vermez. Böylece kişi daha önceden aldığı keyfi ve bildiği tadı alamaz ki, böylelikle sigara içmenin anlamsız hale geldiğini bizzat deneyimler. Bu nedenle seanstan iki gün kadar sonra kişilerin sigara içilen ortamlara girmesini bilhassa girmesini önermekteyiz. Zira kişinin yanında sigara içildiğinde, kişide herhangi bir sigara içme isteğinin oluşmaması bu terapinin ayırıcı özelliklerinden biridir.

Biorezonans ile sigarayı bırakmak çok daha kolay…

Gerek psikolojik bağımlılık gerekse de uzun yılların getirdiği ağır fizyolojik bağımlılık olsun, yaptığımız terapilerden herkesin yararlanmasını öneriyoruz. Bu terapiler hamileler ve kalp pili kullananlar haricinde herkese uygulanabilmektedir. Sigarayı bırakmak isteyen kişide ağır hastalık olması, biorezonans seansına girmekte herhangi bir engel teşkil etmemektedir. Bağımlılık arttıkça rezonans terapilerinin etkisinin de artacağı söylenebilir. Uzun yılların fizyolojik bağımlılığına sahip olan kişilerde terapi etkinliği belirgin bir oranda artmaktadır.

Nikotin isteğinin azaltılması…

Nikotine olan istekteki azalma terapilerin en belirgin özelliği olarak görülmektedir. Sigara kullanımı devam ettikçe ve içilen sigara miktarı arttıkça nikotine olan fiziksel bağımlılık da doğru orantılı şekilde artar. Bağımlılık düzeyi yükseldikçe biorezonans terapisinin etki alanı da arttığından, terapinin tetiklediği temizlenme etkisi de artacaktır. Bir başka değişle terapinin etkisi, beden ne kadar yoğun kirlendiyse o derece belirgin hale gelmektedir. Önemli olan terapiden sonra bedenin yeterli miktarda temizlenmesi için desteklenmesidir.

Stresin azaltılması…

Bu terapilerde öne çıkan bir diğer etkiyse stres seviyesinin düşmesidir. Bu konuda daha detaylı bilgi için psikolojik problem üzerine yaptığımız terapilere bakmanızı öneririz. Bir biorezonans tekniği olan bu yöntem ile bedenin, dışardan verilen düşük enerji seviyeli elektromanyetik sinyaller sayesinde iletişime-rezonansa girmesi hedeflenir. Bu terapilerde genellikle 2 gün kadar süren bir uyum süresi söz konusudur. İki gün geçtikten sonra kişideki sigara içme arzusu devam ediyorsa mutlaka tekrar uygulama yapılması gerekir. Bir başka değişle iki günün ardından kişide fiziksel herhangi bir nikotin isteğinin bulunmaması, nikotin krizleri yaşanmaması beklenmektedir. Sigara içme arzusunun bazen gelmesi ancak çok kısa sürede ortadan kalkması normal süreçtir. Bu aşamadan sonra sigara dumanı kişiyi rahatsız etmekte, tiksinme hissi oluşturmaktadır. Kişi şayet sigara içerse artık eski bildiği tadı alamadığını, sigaranın eskiden olduğu gibi keyif vermediğini fark etmektedir. Zira kişinin bedeni sigara dumanına tepki vermekte ve sanki ilk defa sigara yakmış birisi gibi doğal bir tepki olarak kişi hemen sigarayı söndürmektedir.

Yapılan terapiler sigara isteğini azaltır. Sigarayı stres yaşamadan ya da fazla kilo almadan bırakabilmenizi sağlar.

Biorezonans seansı öncesi son sigaranızı içiyorsunuz…

Seansa girmeden önce her zaman içtiğiniz sigaradan bir tane içmenizi isteyeceğiz. Zira bu terapi, en son içtiğiniz sigara üzerinden yapılır. İçtiğiniz ve küçük bir cam tüpün içinde söndürdüğünüz bu son sigara, bedeninizden silinecek frekans örneği olarak kullanılmaktadır. Biorezonans veya aşılama ile yapılacak olan frekans silme işlemi, bu son içtiğiniz sigara üzerinden yapılmaktadır. Bu sebeple içeceğiniz sigaranın, her zaman kullandığınız sigara markası olması çok önemlidir. Buna uyulması durumunda terapinin etkinliği de artmaktadır.

Ya Bırakamazsam…

Her ne sebeple olursa olsun, ilk seans sonrasında sigarayı bırakamayanlara üç ay sonra ikinci bir seansı ücretsiz olarak veriyoruz. Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz 10 bine yakın uygulama neticesinde edindiğimiz deneyimle, farklı zamanlarda uygulanan biorezonans seanslarının kişi üzerinde birbirinden oldukça farklı etkiler yarattığını söyleyebiliriz. Bu sebeple şayet ilk seansın ardından herhangi bir değişiklik hissetmiyorsanız birkaç gün sonra yeni bir seansa girmeniz önemlidir. Her seansın ne kadar etkili olacağı kendine özeldir ve seansla kişinin sigaradan ne oranda uzaklaşacağını önceden kesin olarak tahmin etmek mümkün değildir. Deneyimlerimiz neticesinde bedenin 2 günlük bir adaptasyon sürecine ihtiyaç duyduğunu göstermekte, bu iki günden sonra kişinin sigara içme isteğinde herhangi bir değişim yoksa muhakkak seansın tekrarlanmasını önermekteyiz ki, aynı seans aynı kişiye yapılıyor dahi olsa… Zira farklı zaman aralıklarında yapılan seansların etkisi birbirinden çok farklı olmaktadır. Bunun sebebi ise kişinin içinde bulunduğu zihinsel halidir ve bu zihin hali uygulamanın etkisini belirlemektedir. Kişinin seans sırasında rahatlayamaması veya zihin aktivitelerinin çok yoğun olması gibi durumlarda terapinin etkisi düşebilmektedir.

Ya Sigarayı Bırakmak İstemiyorsam…

Biolife Terapi olarak sunduğumuz farklı terapi çeşitlerinin ve uzun dönem desteğin hangi maksat doğrultusunda kullanılacağı, tamamen kişiye kalmıştır. Bir başka ifadeyle terapilerimiz sigarayı tamamen bırakmak için olduğu gibi, içilen sigara miktarını azaltmak ve bedenin temizlenmesine yardımcı olmak maksadıyla da tercih edilebilir. Ne var ki, bizim önerimiz sigarayı tamamen bırakmayı arzu etmeniz yönündedir. Sigarayı bırakmak içinse ilk olarak sigara bağımlılığı ile sigara içmenin verdiği keyif hissinin birbiriyle ilişkili olduğu kabul edilmeli, daha sonrasında da amaç bu bağımlılıktan tamamen kurtulmak şeklinde belirlenmelidir.

Bağımlılığı yüksek olan ya da sigarayı asla bırakamayacağından korkan kişiler için  özellikle öneriyoruz…

 

S.S.S

Sigara Bırakma Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Biorezonans terapisi, sigara bağımlılığını azaltmak ve bırakma sürecine yardımcı olmak için kullanılan bir yöntemdir. Bu terapi, vücuttaki enerji dengesizliklerini düzelterek sigara içme isteğini bitirmeyi hedefler.

Terapide, kişiye özel frekanslar belirlenerek cihaz aracılığıyla bu frekanslar uygulanır. Uygulama sırasında vücudun enerjisi dengelemeye çalışılır, böylece sigara içme isteği ve bağımlılık üzerinde olumlu etkiler sağlanır.

Genellikle 1-2 seans önerilmektedir. Ancak, bağımlılığın derecesine bağlı olarak seans sayısı artırılabilir.

Biorezonans tedavisinin etkisi kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Bazı bireyler, ilk seanstan hemen sonra bile olumlu değişiklikler hissedebilirken, diğerleri birkaç gün sonrasında etkileri fark edebilir.

Biorezonans terapisi genel olarak güvenli bir yöntem olarak kabul edilir. Ancak, sigara bırakma sürecinde her zaman profesyonel bir destek alınması önerilir.