Blog

Andulasyon

Andulasyon Terapi Yöntemi Nedir?

Andulasyon terapi, Alman bilim adamları tarafından geliştirilmiş Alman Tabipler Birliği, Alman Eczacılar Birliği, Alman Olimpiyat Federasyonu, TUV ve DVV Alman Tüketici Birliği tarafından onaylıdır.

Sıradan insan sağlığını korumak ve enerjisini sürdürebilir kılmak için günde en az 10 km. yürümeli ya da bir saatlik spor faaliyetinde bulunmalıdır. Bugün söz konusu mesafe ortalama sadece 365 metredir. Araştırmalar, bilimsel verilere dayanan uzman görüşleri ve üniversitelerin çeşitli yayınları “Andulasyon Terapisi” uygulamasının egzersiz eksikliğinden kaynaklanan enerji kaybını yerine koyduğunu kanıtlamıştır.

Andulasyon Terapi Sistemi’nin günde 15 dakika uygulanması, 2,5 saatlik yürüyüş ya da 1 saatlik spor sonucu yenilenme ve tamir için hücrelerde üretilen enerjiye eşdeğer ölçüde enerji üretir.

 

Andulasyon Terapisi, ruh, beden ve zihin bütünlüğüne yaslanan bütünsel yaklaşımı benimser. Kan dolaşım faaliyetlerini artırır. Bu da metabolizmayı uyarır ve kas, bağ dokusu ve diğer organik dokularda biriken hücresel atıkları uzaklaştırır. Dolaşım ve sinir sistemi üzerine uyarıcı etkisi vardır. Hücrelerin kendilerini yenileme ve onarma faaliyetleri artar ve enerjileri yükselir.

Andulasyon Terapi sisteminin yararları:

– Kronik ve akut ağrılara destek

– Performans arttırma : Yüksek enerji

– Genel sağlık (ödem atma, kanın oksijenlenmesi ve dolaşımı, metabolizmayı hızlandırma, lenf drenajı, bağışıklık sistemine destek)

– Kilo verme

– Genç kalma

– Otomatik masaj sistemiyle rahatlama, stresten kurtulma

Andulasyon Terapi’yi kimler tercih ediyor?

– Gerginlikten, stresten veya ağrıdan dolayı masaja ihtiyaç duyanlar

– Stresle başa çıkmakta zorlanan ve yoğun stres altında olanlar

– Tükenmişlik sendromu yaşayanlar

– Ödem, selülit, varis vb. dolaşım sorunları yaşayanlar

– Kabızlık, bağırsak tembelliği vb. metabolizma sorunları yaşayanlar

– Uykusuzluk problemi çekenler

– Yorgunluk hissi yaşayanlar

– Hareketsizlikten şikayetçi olanlar

– Cinsel sorunlar yaşayanlar

– Aşırı kilo, bölgesel yağlanma ve iç organ yağlanması sorunları yaşayanlar

– Huzursuz bacak sendromu olanlar

– Akut ağrı şikayeti olanlar

– Kronik ağrı şikayeti olanlar

Andulasyon terapi sisteminin çalışma prensipleri:

1. Hücrelerdeki enerji üretimi

Andulasyon, ATP (adenozin trifosfat) üretimini uyaran elektriksel mikro-akımlar üretir. Bu süreç, hücrelerimizde bulunan enerji miktarının artırılmasını sağlar. Bu durumun da, organlarımız ve dolayısıyla sağlığımız üzerinde olumlu bir etkisi vardır.

2. Ağrı sinyallerine süperempoze olarak maskeleyen pozitif sinyaller

Andulasyon, ağrı sinyalleri üzerinde nörofizyolojik ve hormonal bir süperempozisyon oluşmasını sağlar. İlk aşamada, negatif ağrı sinyallerine süperempoze olan pozitif sinyaller tetiklenir. Bu süperempozisyon işleminin sonucu olarak beynimiz, artan miktarda pozitif sinyal ve uyarı almaya başlar, işte bu sinyaller ağrının giderilmesini sağlar. İkinci aşamada ise Andulasyonun düzenli olarak uygulanması, “vücudun doğal ağrı gidericisi” olarak tanımlanan endorfin salınımı sağlar.

3. Kan dolaşımının uyarılması

Şikayetlerin çoğu, yetersiz kan dolaşımından kaynaklanmaktadır. Vücudumuzda bulunan kanın görevi, vücudumuza gerekli besin maddelerinin temin edilmesidir. Kan dolaşımının yetersiz olduğu durumlarda, bu süreç engellenmiş olur ve kendimizi yorgun ve hasta hissederiz. Sağlıklı kanın akışı ile sağlıksız kanın akışı arasında fark vardır. Sağlıksız kanda bulunan hücreler birbirlerine yapışırlar ve buruşurlar. Dolayısıyla kan hücreleri canlılıklarını yitirerek vücuda gittikçe azalan miktarda besin ögesi taşımaya başlarlar. Andulasyon kan dolaşımını hareketlendirerek hücreleri birbirlerinden ayırır. Böylelikle kan akışı artırılmış ve güçlendirilmiş olup, ihtiyaç duyulan besin ögelerinin de büyük miktarlarda taşınması işlemine devam edilir. Kendimizi yeniden daha sağlıklı ve daha canlı hissederiz.

4 .  Rahatlama mekanizmalarının harekete geçirilmesi

Fiziksel rahatlama

Yorucu ve tüketici aktiviteler vücutta kas gerginliğine neden olur. Bu durumdan etkilenen kaslar, ihtiyacı olan besin öğelerinin bir kısmını alamamaya başlar. Andulasyon kan damarlarını genişletir ve böylece kaslara gönderilen kan miktarı artar. Besin öğelerinin emilimi yeniden olması gerektiği gibi gerçekleşir ve gerginlikler giderilmiş olur.

Zihinsel rahatlama

Stresin sinir sistemimiz üzerinde olumsuz bir etkisi vardır. Andulasyon, negatif etkileri gideren pozitif sinyaller üreterek dengeyi yeniden sağlar. Bu da stresi azaltır.

5. Lenf sıvısı akışının uyarılması

Lenf, yalnızca bağışıklık sisteminin bileşik bir parçası olmayıp, aynı zamanda metabolik son ürünlerin atılmasında da önemli bir rol oynamaktadır. Düzenli olarak uygulanacak stimülasyon size dengeli bir
bağışıklık sistemi ve iyi çalışan bir metabolizma kazandırır.

S.S.S

Andulasyon Terapisi Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Andulasyon, vücudu titreşim ve infraruj (kızılötesi) ısı ile uyararak hücre metabolizmasını artıran, kan dolaşımını hızlandıran ve ağrıyı hafifleten bir terapi yöntemidir. Vücuttaki enerji akışını dengeleyerek rahatlama sağlar.

Terapi, özel bir cihaz üzerine uzanarak yapılır. Cihaz, belirli frekanslarda titreşim ve ısı uygular. Seanslar genellikle 15-30 dakika sürer ve kişinin sağlık durumu dikkate alınarak planlanır.

Kronik ağrılar, sırt ve eklem ağrıları, kas spazmları, fibromiyalji, dolaşım bozuklukları, yağ yakımı, stres ve uykusuzluk gibi sorunlara iyi gelir. Ayrıca, lenf drenajı ve detoks etkisi de sağlayabilir.

Genel olarak güvenli bir yöntem olarak kabul edilir ve yan etkileri yoktur. Ancak bazı hassas kişilerde hafif baş dönmesi ya da yorgunluk görülebilir.

Tedavi süresi, kişinin ihtiyacına bağlı olarak değişir. Genellikle haftada minimum 2-3  seans önerilir ve uzun vadeli fayda sağlamak için birkaç hafta devam edilmesi önerilir.

Biorezonans ile Alerji Detoksu

Bedenin, bir veya birden fazla maddeye verdiği fiziksel veya kimyasal bir tepki olan alerji; her bireyde farklı şekilde görülmesine karşın yaygın olarak deride kızarıklık ve kaşıntı, öksürük ve hapşırma şeklinde ortaya çıkar. Bu alerjik semptomlara yol açan maddeye ise alerjen denmektedir. Herkesin bedensel özellikleri farklı olduğu için alerjik reaksiyona neden olan maddeler de farklılık gösterebilir. Günlük tüketilen besinlerden gün içinde maruz kalınan çevresel unsurlara (toz, polen, sentetik kimyasallar, evcil hayvanlar vs.) pek çok farklı maddeden kaynaklı bu alerjiler bireyin yaşam kalitesinde ciddi düşüşe sebep olur.

Alerji Neden Oluşur?

Alerjiler, vücudun bağışıklık sistemi gıdalar, polen, toz akarları veya evcil hayvan tüyü gibi yabancı bir maddeye aşırı tepki verdiğinde ortaya çıkar. Alerjik reaksiyon belirtileri arasında hapşırma, tıkanıklık, burun tıkanıklığı, kaşıntılı gözler ve burun akıntısı sayılabilir.

Şiddetli alerjisi olan kişiler, polenin evlerine girmesini engellemek için kapılar kapalıyken içeride kalmaya eğilimli hissedebilirler. Neyse ki saman nezlesi ve alerjiler için biorezonans terapisi, bazı insanlar için yararlı olabilecek başka bir seçenektir.

Biorezonans terapisi, vücut hücrelerinin daha iyi iletişim kurmasına yardımcı olmak için elektrik sinyallerini kullanır. Bu terapi iltihabı azaltmaya ve semptomları iyileştirmeye yardımcı olabilir.

Saman nezlesi veya alerji denilince insanların aklına akan burunlar, hapşırma, gözlerde kaşıntı ve nefes darlığı gelir. Solunum yolu gerçekten de akut ve kronik alerjik reaksiyonların en yaygın hedef organıdır. Semptomların yoğunluğu, burunda hafif kaşıntıdan şiddetli saman nezlesi ve kronik sinüzite, hayatı tehdit eden bronşiyal astıma kadar değişir.

Şiddetli alerjisi olanlar için normalde zararsız olan bir madde, sağlıkları için tehlike oluşturabilir. Alerjik reaksiyonlar, astım veya egzama gibi diğer sağlık durumlarını alevlendirdiklerinde özellikle rahatsız edici olabilir.

   

Kullandığımız rezonans cihazı detoks, enerji ve frekans dengelemede yüksek başarı oranına sahiptir.

Biorezonans Alerji Terapisi Nasıl Çalışır?

Terapi, düşük seviyeli elektrik darbeleri veya elektromanyetik dalgalar yayan özel bir cihaz takmayı içerir. Bu darbeler, vücudunuzun alerjenlere verdiği yanıtı “sıfırlamaya” yardımcı olur. Zamanla, bu semptomlarınızı ve yaşam kalitenizi iyileştirmeye yardımcı olabilir.

Terapinin etkilerini kanıtlamak oldukça kolaydır. Bir danışan saman nezlesi mevsiminde mücadele ediyor ve saman nezlesi semptomları geliştirdiği açık. Buna erken çiçek açan bitkiler ve ağaçlar neden olabilir; ağaç poleni ve çim poleni, yüksek polen sayısına katkıda bulunur. Erken ilkbaharda taze çiçeklerin hepsinin bir etkisi olabilir. Sonuç olarak, polen sayısı mart ayının sonlarından itibaren en yüksek seviyesine çıkarak kişilerin semptomlarını daha da kötüleştirebilir.

Saman nezlesinden mustarip kişilerde ayrıca, tipik olarak gözlerin sulanmasına ve burnun tıkanmasına neden olan hayvan tüyü ile ilgili sorunları olabilir.

Biorezonans terapisi, birçok insanda etkili olduğu kanıtlanmış, güvenli bir terapidir. Şiddetli saman nezlesi veya alerji ile mücadele ediyorsanız, biorezonans terapisi sizin için uygun olabilir.

Alerjik reaksiyonlarda yüksek etkiye sahip olduğu görülen rezonans terapileri, alerjiye sebep olan maddenin yaydığı frekansın tersine çevrilmesi ve bedene düşük seviyeli elektromanyetik sinyaller olarak geri iletilmesi prensibine dayalıdır. Bu uygulama neticesinde bedende bir silkelenme ve temizlenme etkisi oluşturulur. Böylelikle bedenin verdiği tepki ortadan kaldırılmakta veya bu tepki en düşük seviyeye indirgenmekte, bireyin yaşam kalitesi de yükseltilmektedir.

Güncel tıp yaklaşımında var olan tedavi yöntemleri, ya ilaçlarla alerjik durumu baskı altına almak ya da yıllar süren aşı tedavileriyle alerjinin şiddetini azaltmak yönündedir. Rezonans terapileri ise, alerjiyi bir sonuç olarak görür ve alerjiyi tedavi etmekten çok, alerjiye neden olan temel problemleri ortadan kaldırmaya yönelir. Temel mantık, hastalığın kendisi değil, o hastalığın ortaya çıkmasına sebep olabilecek potansiyel problemleri bulup, bunları ortadan kaldırmaktır. Hastalık ancak bu şekilde kalıcı bir şifa bulur.

Alerji, vücudun üzerindeki toksik (ve diğer) yüklerin artması ve bağışıklık sisteminin, sonunda (hiper) reaktif hale geçmesi olarak algılanır. Alerjinin kalıcı olarak tedavi edilebilmesi, sistem üzerinde yük oluşturan ve bağışıklık sistemini reaktif hale getiren, yani alerjiyi yaratan asıl sebeplerin giderilmesine bağlıdır. Rezonans, tam da bu noktada devreye girer.

Biorezonans Terapisi Alerjiye Nasıl Yardımcı Olabilir?

Klasik alerji testi ağırlıklı olarak gıdalar, ev tozu akarları, küfler, hayvan tüyü, polen ve kokular gibi alerjenlerini arar. İyi bir biorezonans terapisti, yalnızca bu semptomları tetikleyen alerjenleri araştırmakla kalmayacak, aynı zamanda kronik gıda alerjileri, kronik toksikler ve terapi blokajları gibi temel enerjisel bozuklukları da araştırarak terapiyi yürütecektir.

    

Alerjilere bütünsel bakış açısı… Tamamlayıcı tıp ve Rezonans terapilerinin bakış açısından baktığımızda, alerjileri gidermek için birçok farklı durumun göz önüne alınması gerektiğini anlarız. Temel amaç; vücudun işleyişini bozabilecek faktörleri bulmak ve bunları ortadan kaldırmak ve de sistemi daha dengeli hale getirmektir. Rezonans terapilerinde, bünyeyi zorlayan asıl problemlere yönelinir, sistem dengelendiğinde alerji ortadan kalkar. Örneğin;

A) Bağırsak florasının bozulmasına yönelik terapiler… Alerji tedavilerinde, bağırsakların yapısının düzeltilmesi, diğer bütün konulardan önce gelir. Bozulmuş bağırsak florasının düzeltilebilmesi için, Rezonans terapileri, özel bir şekilde kullanılır. Amaç; bağırsaklardaki bozulmuş frekans paterninin kırılması ve bu sırada probiyotikler ve benzeri doğal yollarla bağırsak dengesinin yeniden inşasının sağlanmaya çalışılmasıdır.

B) Temel gıda intoleranslarına karşı yapılan terapiler… Gıda intoleranslarının tespiti ve bu gıdalar üzerinden yapılan frekans temizliği, Rezonans terapilerinin öncelikli konularından birisidir. Temel alerjenler üzerinden yapılan frekans silmeleri (ve beraberinde kişinin idrar ya da gaita gibi vücut atıkları üzerinden yapılan frekans temizlikleri) sonrasında, yüzeyde görülen alerjilerde otomatikman bir düzelme olması, çok olasıdır.

C) Toksik kirlenmeye yönelik terapiler… Rezonans terapilerinin, kişinin çevresinden alınan madde örnekleri ve toksik maddeler üzerinden yapılması, yani biorezonansın, vücudu temizlemeye yönelik kullanılması, alerjiler ve birçok hastalığın tedavisinde önemlidir. Biorezonans, toksik maddeler ya da ağır metaller üzerinden kullanıldığında, vücudun bu maddelerden temizlenmesi kolaylaşır. Vücudu, temizlenmesi için, o maddelere özgü frekans paternleriyle-enerjetik yolla uyarma yöntemidir.

D) Alerjenler üzerinden frekans silmeleri… Kişinin bildiği (ya da henüz bilmediği) alerjileri üzerinden yapılan frekans silmeleri ve biorezonans testlerinde çıkan alerjen-toksikler üzerinden yapılan frekans silmeleri… Rezonans, kişinin bildiği alerjen maddeler üzerinden (örneğin; bir ilaç alerjisi) kullanılabilir ancak, yukarıdaki şıkları kapsamayan hiçbir terapinin kalıcı bir iyileşme yaratmayacağı da varsayılabilir. Rezonans terapilerinde, olabildiğince bütünsel yaklaşılıp, sadece yüzeyde görülen alerji değil, buna sebep olan olası faktörler hep birlikte değerlendirilmeye çalışılır.

E) Vücut atıkları üzerinden frekans silmeleri… Gaita, idrar gibi vücut atıkları üzerinden yapılan frekans silmeleri ve bu şekilde vücudun detoks için uyarılması… Bio Life Rezonans terapilerinin güçlü olduğu konulardan birisidir. Örnek vermek gerekirse; sık idrar yolu enfeksiyonu geçiren bir kişiden alınan idrar örneği üzerinden yapılan tek seanslık bir frekans temizliği, problemin ilelebet ortadan kalkmasını sağlayabilir. İltihaplı bir akıntıdan alınan örnek üzerinden yapılan frekans silmeleri, bu iltihabın geçirilebilmesine katkıda bulunabileceği gibi kişinin dışkısı üzerinden yapılan frekans silmeleri, bağırsak problemlerinin giderilmesinde büyük katkı sağlayabilir.

F) Ruhsal duruma yönelik Rezonans terapisi seansları… Ruhsal durumdaki “reaktif”lik, alerjilerdeki “reaktif”likle yakından ilgilidir… Fiziksel semptomlar, ruhsal hallerin dışavurumudur ve ruhsal durumu göz önüne almayan hiçbir terapi, gerçekten başarıya ulaşamaz. Rezonans terapilerinde hem fiziksel soruna yönelik terapiler yapılır hem de bu seanslar, kişinin ruhsal özelliklerine göre şekillendirilir.

Temel kural olarak… Alerjilerde ve bütün kronik hastalıklarda, yukarıda sayılanlar tek tek değerlendirilmeli, kişinin testlerinde çıkan bütün veriler, kişinin sağlık geçmişiyle birlikte ele alınıp, Rezonans terapileri tamamen kişiye özel hale getirilmelidir.

Bedenin, bir veya birden fazla maddeye verdiği fiziksel veya kimyasal bir tepki olan alerji; her bireyde farklı şekilde görülmesine karşın yaygın olarak deride kızarıklık ve kaşıntı, öksürük ve hapşırma şeklinde ortaya çıkar. Bu alerjik semptomlara yol açan maddeye ise alerjen denmektedir. Herkesin bedensel özellikleri farklı olduğu için alerjik reaksiyona neden olan maddeler de farklılık gösterebilir. Günlük tüketilen besinlerden gün içinde maruz kalınan çevresel unsurlara (toz, polen, sentetik kimyasallar, evcil hayvanlar vs.) pek çok farklı maddeden kaynaklı bu alerjiler bireyin yaşam kalitesinde ciddi düşüşe sebep olur.

Alerji Neden Oluşur?

Alerjiler, vücudun bağışıklık sistemi gıdalar, polen, toz akarları veya evcil hayvan tüyü gibi yabancı bir maddeye aşırı tepki verdiğinde ortaya çıkar. Alerjik reaksiyon belirtileri arasında hapşırma, tıkanıklık, burun tıkanıklığı, kaşıntılı gözler ve burun akıntısı sayılabilir.

Şiddetli alerjisi olan kişiler, polenin evlerine girmesini engellemek için kapılar kapalıyken içeride kalmaya eğilimli hissedebilirler. Neyse ki saman nezlesi ve alerjiler için biorezonans terapisi, bazı insanlar için yararlı olabilecek başka bir seçenektir.

Biorezonans terapisi, vücut hücrelerinin daha iyi iletişim kurmasına yardımcı olmak için elektrik sinyallerini kullanır. Bu terapi iltihabı azaltmaya ve semptomları iyileştirmeye yardımcı olabilir.

Saman nezlesi veya alerji denilince insanların aklına akan burunlar, hapşırma, gözlerde kaşıntı ve nefes darlığı gelir. Solunum yolu gerçekten de akut ve kronik alerjik reaksiyonların en yaygın hedef organıdır. Semptomların yoğunluğu, burunda hafif kaşıntıdan şiddetli saman nezlesi ve kronik sinüzite, hayatı tehdit eden bronşiyal astıma kadar değişir.

Şiddetli alerjisi olanlar için normalde zararsız olan bir madde, sağlıkları için tehlike oluşturabilir. Alerjik reaksiyonlar, astım veya egzama gibi diğer sağlık durumlarını alevlendirdiklerinde özellikle rahatsız edici olabilir.

   

Kullandığımız rezonans cihazı detoks, enerji ve frekans dengelemede yüksek başarı oranına sahiptir.

Biorezonans Alerji Terapisi Nasıl Çalışır?

Terapi, düşük seviyeli elektrik darbeleri veya elektromanyetik dalgalar yayan özel bir cihaz takmayı içerir. Bu darbeler, vücudunuzun alerjenlere verdiği yanıtı “sıfırlamaya” yardımcı olur. Zamanla, bu semptomlarınızı ve yaşam kalitenizi iyileştirmeye yardımcı olabilir.

Terapinin etkilerini kanıtlamak oldukça kolaydır. Bir danışan saman nezlesi mevsiminde mücadele ediyor ve saman nezlesi semptomları geliştirdiği açık. Buna erken çiçek açan bitkiler ve ağaçlar neden olabilir; ağaç poleni ve çim poleni, yüksek polen sayısına katkıda bulunur. Erken ilkbaharda taze çiçeklerin hepsinin bir etkisi olabilir. Sonuç olarak, polen sayısı mart ayının sonlarından itibaren en yüksek seviyesine çıkarak kişilerin semptomlarını daha da kötüleştirebilir.

Saman nezlesinden mustarip kişilerde ayrıca, tipik olarak gözlerin sulanmasına ve burnun tıkanmasına neden olan hayvan tüyü ile ilgili sorunları olabilir.

Biorezonans terapisi, birçok insanda etkili olduğu kanıtlanmış, güvenli bir terapidir. Şiddetli saman nezlesi veya alerji ile mücadele ediyorsanız, biorezonans terapisi sizin için uygun olabilir.

Alerjik reaksiyonlarda yüksek etkiye sahip olduğu görülen rezonans terapileri, alerjiye sebep olan maddenin yaydığı frekansın tersine çevrilmesi ve bedene düşük seviyeli elektromanyetik sinyaller olarak geri iletilmesi prensibine dayalıdır. Bu uygulama neticesinde bedende bir silkelenme ve temizlenme etkisi oluşturulur. Böylelikle bedenin verdiği tepki ortadan kaldırılmakta veya bu tepki en düşük seviyeye indirgenmekte, bireyin yaşam kalitesi de yükseltilmektedir.

Güncel tıp yaklaşımında var olan tedavi yöntemleri, ya ilaçlarla alerjik durumu baskı altına almak ya da yıllar süren aşı tedavileriyle alerjinin şiddetini azaltmak yönündedir. Rezonans terapileri ise, alerjiyi bir sonuç olarak görür ve alerjiyi tedavi etmekten çok, alerjiye neden olan temel problemleri ortadan kaldırmaya yönelir. Temel mantık, hastalığın kendisi değil, o hastalığın ortaya çıkmasına sebep olabilecek potansiyel problemleri bulup, bunları ortadan kaldırmaktır. Hastalık ancak bu şekilde kalıcı bir şifa bulur.

Alerji, vücudun üzerindeki toksik (ve diğer) yüklerin artması ve bağışıklık sisteminin, sonunda (hiper) reaktif hale geçmesi olarak algılanır. Alerjinin kalıcı olarak tedavi edilebilmesi, sistem üzerinde yük oluşturan ve bağışıklık sistemini reaktif hale getiren, yani alerjiyi yaratan asıl sebeplerin giderilmesine bağlıdır. Rezonans, tam da bu noktada devreye girer.

Biorezonans Terapisi Alerjiye Nasıl Yardımcı Olabilir?

Klasik alerji testi ağırlıklı olarak gıdalar, ev tozu akarları, küfler, hayvan tüyü, polen ve kokular gibi alerjenlerini arar. İyi bir biorezonans terapisti, yalnızca bu semptomları tetikleyen alerjenleri araştırmakla kalmayacak, aynı zamanda kronik gıda alerjileri, kronik toksikler ve terapi blokajları gibi temel enerjisel bozuklukları da araştırarak terapiyi yürütecektir.

    

Alerjilere bütünsel bakış açısı… Tamamlayıcı tıp ve Rezonans terapilerinin bakış açısından baktığımızda, alerjileri gidermek için birçok farklı durumun göz önüne alınması gerektiğini anlarız. Temel amaç; vücudun işleyişini bozabilecek faktörleri bulmak ve bunları ortadan kaldırmak ve de sistemi daha dengeli hale getirmektir. Rezonans terapilerinde, bünyeyi zorlayan asıl problemlere yönelinir, sistem dengelendiğinde alerji ortadan kalkar. Örneğin;

A) Bağırsak florasının bozulmasına yönelik terapiler… Alerji tedavilerinde, bağırsakların yapısının düzeltilmesi, diğer bütün konulardan önce gelir. Bozulmuş bağırsak florasının düzeltilebilmesi için, Rezonans terapileri, özel bir şekilde kullanılır. Amaç; bağırsaklardaki bozulmuş frekans paterninin kırılması ve bu sırada probiyotikler ve benzeri doğal yollarla bağırsak dengesinin yeniden inşasının sağlanmaya çalışılmasıdır.

B) Temel gıda intoleranslarına karşı yapılan terapiler… Gıda intoleranslarının tespiti ve bu gıdalar üzerinden yapılan frekans temizliği, Rezonans terapilerinin öncelikli konularından birisidir. Temel alerjenler üzerinden yapılan frekans silmeleri (ve beraberinde kişinin idrar ya da gaita gibi vücut atıkları üzerinden yapılan frekans temizlikleri) sonrasında, yüzeyde görülen alerjilerde otomatikman bir düzelme olması, çok olasıdır.

C) Toksik kirlenmeye yönelik terapiler… Rezonans terapilerinin, kişinin çevresinden alınan madde örnekleri ve toksik maddeler üzerinden yapılması, yani biorezonansın, vücudu temizlemeye yönelik kullanılması, alerjiler ve birçok hastalığın tedavisinde önemlidir. Biorezonans, toksik maddeler ya da ağır metaller üzerinden kullanıldığında, vücudun bu maddelerden temizlenmesi kolaylaşır. Vücudu, temizlenmesi için, o maddelere özgü frekans paternleriyle-enerjetik yolla uyarma yöntemidir.

D) Alerjenler üzerinden frekans silmeleri… Kişinin bildiği (ya da henüz bilmediği) alerjileri üzerinden yapılan frekans silmeleri ve biorezonans testlerinde çıkan alerjen-toksikler üzerinden yapılan frekans silmeleri… Rezonans, kişinin bildiği alerjen maddeler üzerinden (örneğin; bir ilaç alerjisi) kullanılabilir ancak, yukarıdaki şıkları kapsamayan hiçbir terapinin kalıcı bir iyileşme yaratmayacağı da varsayılabilir. Rezonans terapilerinde, olabildiğince bütünsel yaklaşılıp, sadece yüzeyde görülen alerji değil, buna sebep olan olası faktörler hep birlikte değerlendirilmeye çalışılır.

E) Vücut atıkları üzerinden frekans silmeleri… Gaita, idrar gibi vücut atıkları üzerinden yapılan frekans silmeleri ve bu şekilde vücudun detoks için uyarılması… Bio Life Rezonans terapilerinin güçlü olduğu konulardan birisidir. Örnek vermek gerekirse; sık idrar yolu enfeksiyonu geçiren bir kişiden alınan idrar örneği üzerinden yapılan tek seanslık bir frekans temizliği, problemin ilelebet ortadan kalkmasını sağlayabilir. İltihaplı bir akıntıdan alınan örnek üzerinden yapılan frekans silmeleri, bu iltihabın geçirilebilmesine katkıda bulunabileceği gibi kişinin dışkısı üzerinden yapılan frekans silmeleri, bağırsak problemlerinin giderilmesinde büyük katkı sağlayabilir.

F) Ruhsal duruma yönelik Rezonans terapisi seansları… Ruhsal durumdaki “reaktif”lik, alerjilerdeki “reaktif”likle yakından ilgilidir… Fiziksel semptomlar, ruhsal hallerin dışavurumudur ve ruhsal durumu göz önüne almayan hiçbir terapi, gerçekten başarıya ulaşamaz. Rezonans terapilerinde hem fiziksel soruna yönelik terapiler yapılır hem de bu seanslar, kişinin ruhsal özelliklerine göre şekillendirilir.

Temel kural olarak… Alerjilerde ve bütün kronik hastalıklarda, yukarıda sayılanlar tek tek değerlendirilmeli, kişinin testlerinde çıkan bütün veriler, kişinin sağlık geçmişiyle birlikte ele alınıp, Rezonans terapileri tamamen kişiye özel hale getirilmelidir.

S.S.S

Alerji Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Biorezonans cihazı, vücudun alerjiye karşı gösterdiği yanlış sinyalleri tespit eder ve bu sinyalleri dengelemek için elektromanyetik frekanslar gönderir. Alerjenlere karşı vücudun verdiği yanıtı düzenleyerek alerji semptomlarını hafifletir.

Vücuda alerjenlerin frekansları tanıtılır ve vücudun bu frekanslara karşı verdiği stresli tepki düzenlenir. Bu süreçte vücut, alerjenlerden etkilenmeden normal fonksiyonlarına döner.

Bazı kişiler, birkaç seans sonrasında etkilerini hissetmeye başlarken, diğerlerinde sonuçların ortaya çıkması için daha uzun bir süre ve daha fazla seans gerekebilir. Tedavi sürecinin kişisel farklılıklara bağlı olarak değişkenlik göstermesi, her bireyin vücudunun bioresonansa yanıt verme hızına bağlıdır.

Bazı kişiler, birkaç seans sonrasında olumlu etkilerini hissetmeye başlarken, bazı kişilerde ise tedaviye yanıt vermek ve kalıcı sonuçlar elde edebilmek için daha uzun bir süreye ve daha fazla seansa ihtiyaç duyulabilir. Birçok kişi biorezonans terapisinden çok fayda sağladığını belirtse de, kişisel deneyimler değişkenlik gösterebilir.

Biorezonans yan etkisiz bir yöntem olarak kabul edilir. Ancak bazı kişilerde hafif baş ağrısı, yorgunluk veya detoks belirtileri olabilir. Bu etkiler genellikle ilk 24 saat içinde ve hafif olur.

Bach Çiçekleri

Bach Flowers Homeopatik Kürleri…

Yüzyılın başında bazı ruh halleri ile farklı çiçek türlerinin ilişkili olduğunu keşfeden Dr. Bach, bu çiçeklerin homeopatik özlerini kullanmış ve insanların ruh hallerini değiştirmeyi başarmıştır.  Seneler içinde Dr. Bach’ın kullandığı bu sistemin kullanımı yaygınlaşmış, Bach Çiçekleri şeklinde adlandırılan sistematiği bütünsel tıp uygulamalarını kullanan terapistler tarafından ruhsal sorunlarda en sık kullanılan yöntem haline gelmiştir. Yakın geçmişte Avrupa’da zaman geçirdiyseniz ve alternatif terapi yöntemlerine biraz da olsa ilgiliyseniz, Bach Çiçekleri adını mutlaka duymuşsunuzdur.Dr. Bach, bazı çiçek bitkilerin ve özellikle çiçek türlerinin çeşitli negatif duygu yönlenmeleri üzerinde etkili olduğunu ve bu olumsuz duygusal yönelimleri pozitif yönlü etkileyebildiğini bulmuştur. Bu konuda önceden tanımlanan 38 kür bulunmaktadır ki; bu da 38 farklı ruh hali, 38 farklı kişilik demektir.

Bach Çiçekleri Terapi Yöntemi

Bach çiçekleri, duygusal ve ruhsal problemler için kullanılan alternatif veya tamamlayıcı bir terapi yöntemidir. Yabani bitkilerin çiçeklerinden elde edilen sulandırılmış özlerden yapılırlar.Bir tıp doktoru ve homeopat olan Edward Bach, bu kürleri 1900’lerin başında yarattı. Homeopati, vücudun kendi kendini iyileştirebileceği inancıdır. Vücudu veya zihni tedavi etmek için bitkiler ve mineraller gibi az miktarda doğal madde kullanır. Bach çiçek kürlerinin arkasındaki fikir, homeopatiye benzer. Ancak daha az malzeme kullanılır ve doğrudan fiziksel semptomlar üzerinde değil, bunun yerine duygular üzerinde çalışılır.Bach, olumsuz duyguları iyileştirmenin vücudun kendini iyileştirmesine yardımcı olduğuna inanıyordu. Sistemi, her biri belirli bir olumsuz duyguyu ele alan 38 kür içerir. Duygular, hastalığın yedi geniş psikolojik nedenine göre gruplandırılmıştır:KorkuBelirsizlikMevcut koşullara ilgi eksikliğiYalnızlıkEtkilere ve fikirlere aşırı duyarlılıkÜzüntü veya umutsuzlukKendi pahasına başkalarını önemsemek

Ruhsal problemlerden arınarak, kendinizi kötü hissetmenize neden olan duygularınızı değiştirebilirsiniz…

Bach Çiçekleri Nasıl Kullanılıyor?

Öncelikle Bach Çiçekleri hakkında hazırladığımız içerikleri incelemenizi ve ardından merak ettiğiniz her türlü konuda sorularınızı paylaşmanızı istiyoruz. Bunun ardından sizi kliniğimize görüşmeye davet etmekteyiz. Bu görüşmede, hangi kür veya kürlerin sizin için uygun olduğunu belirliyoruz. Görüşmeden sonra belirlenen Bach Çiçekleri karışımını biorezonans cihazıyla terapide uyguluyoruz. Sorunun nedenine göre bazı durumlarda farklı rezonans terapileri de kullanılmaktadır. Seans sonrasında size özel hazırlanan Bach Çiçekleri karışımı, günlük kullanılmak üzere size verilmektedir. Bu karışım, gün içinde kolayca dil altına sıkarak uygulayabileceğiniz bir sprey halindedir.Birlikte seçtiğimiz kürlerle birlikte Bach Çiçekleri terapisini aldıktan sonraki haftalarda etkileri hissetmeye başlarsınız. Ancak bazen etkinin birkaç gün gibi daha kısa sürede de ortaya çıktığını görmekteyiz. Normalde Bach Çiçekleri kürünün 1 ay süreyle kullanılmasını tavsiye ediyoruz. Sonraki süreçteyse bazı seçilen çiçeklerin kullanımına artık gerek kalmamakta, kişi 1 ay sonrasında değiştiğini fark ettiği için belli çiçeklerin kullanımına ihtiyaç olmadığını söylemektedir. Bu gibi durumlarda tedaviye diğer konular üzerinden devam ediyoruz.

İlaç Değil…

Bazı bitkilerin homeopatik özlerinin kullanıldığı Bach Çiçekleri Terapisinde ilaç kullanılmaz. Bu kürler ilaç değil, eser miktarda bitkisel ekstre içeren özlerle yapılır. Yapılan uygulamada tanımlanmış çiçeklerin enerjisi kullanılmakta ve böylelikle kişinin enerjisi değiştirilmektedir. Bu yüzden Bach Çiçekleri herhangi bir ilaçla etkileşime geçmemekte, herhangi bir yan etki söz konusu olmamaktadır.Bu çiçekleri yalnızca ruhsal problemlerde kullandığımız söylemek haksızlık olacaktır. Farklı şikâyetlerle başvuran hastalarımız için kliğimiz bünyesine Bach Çiçekleri pek çok farklı amaçla kullanılmaktadır. Her rahatsızlığın kişiye özel ruhsal etkileri de bulunduğundan, bireyin ruhsal yapısındaki sertliklerin giderilmesi ile rahatsızlıkların üstesinden gelmek çok daha kolay olmaktadır.

Hangi durumlar içindir?

• Stres • Kaygı • Korkular • Depresyon • Endişe • Dikkat eksikliği • Hiperaktivite • Asabiyet ve kızgınlık • Tramvatik durumlar • Öfke nöbetleri • Moral bozuklukları • Mutsuzluk halleri • Enerji düşüklüğü vb…

İhtiyacınız olan maksimum 5 kürü aşağıdaki tablodan seçebilirsiniz. Sonrasında size özel hazırlanan Bach Çiçekleri karışımı, günlük kullanılmak üzere size verilmektedir. Bu karışım, gün içinde kolayca dil altına sıkarak uygulayabileceğiniz bir sprey halindedir.

S.S.S

Bach Çiçekleri Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Bach çiçeği, duygusal dengeyi sağlamak ve stres, kaygı, korku gibi olumsuz duygularla başa çıkmak için kullanılan doğal bitki özlerinden oluşan bir terapi yöntemidir. Zihinsel ve duygusal sorunlara odaklanarak genel iyilik halini artırmayı amaçlar.

Etki süresi kişiden kişiye değişir. Bazı insanlar birkaç gün içinde iyileşme hissederken, diğerleri için birkaç hafta sürebilir. Düzenli kullanım etkilerin kalıcı olmasına yardımcı olabilir.

Bach çiçeği esansları, doğrudan dil altına damlatılarak ya da bir bardak suya karıştırılarak alınır. Genellikle 2-4 damla önerilen doz olarak kullanılır ve günde birkaç kez tekrarlanabilir.

Bach çiçeği terapisi, özellikle stres, kaygı, korku, depresyon, uyku bozuklukları ve duygusal dengesizlik gibi psikolojik sorunlara iyi gelir. Fiziksel rahatsızlıkların duygusal kökenlerine yönelik destekleyici bir tedavi olarak kullanılır.

Kullanım süresi kişinin ihtiyacına göre değişir. Akut durumlarda kısa süreli kullanım yeterli olabilirken, kronik ya da uzun vadeli duygusal dengesizlikler için birkaç hafta ya da daha uzun süre kullanılabilir.

Ruhsal Denge

  Bağımlılıklardan ve diğer pek çok farklı hastalıktan kurtulmak için kullanılan Quitt cihazı ile gerçekleştirilen terapiler duygu ve durum sorunu yaşayan kişilere de çözüm üretebilir. Bu terapilerde bedenin çevreye yaydığı bozuk elektromanyetik sinyaller yani frekanslar filtrelenir ve bedenin elektromanyetik titreşimleri dengelenir. Bu terapi seanslarına ek olarak Quitt cihazına entegre edilen Bach Çiçekleri Terapisi de kullanılabilir.…

Biorezonans ile Ağrı Terapisi

Ağrı vücutta aksayan işlevlerin verdiği alarmlardan bir tanesidir. Ağrı duyulan bölgede oluşan değişikliğe  bağlı olarak reseptörler uyarılır ve uyarı beyine ulaşarak ağrı hissetmemiz sağlanır. Bir çeşit yardım çığlığı gibi algılayabiliriz.

Ağrılar akut ve kronik tipte olabilir. Her iki tip ağrının nedenleri de şiddetleri de birbirinden farklıdır.

Akut ağrılar genellikle kaza, darbe, ameliyat, enfeksiyon, zona ağrısı, böbrek taşı ağrısı şeklinde karşımıza çıkmaktadır.

Rezonans seansı sırasında bile ağrıyı hafifletmek  veya azaltmak mümkündür.

Ağrılarda Biorezonans Terapisinin Rolü

Bir danışan, ağrı terapisi için kullanılan ilaçları yüksek dozda almak zorunda kalmadan ağrı semptomlarını azaltmalarına yardımcı olacak alternatif yöntemlere yöneldiğinde, genellikle daha az önemli yan etkiler yaşayabilirler. Biorezonans terapisi genellikle vücudun manyetik dalgalarını okumak ve yorumlamak için kullanılır. Bu, bir danışanın neden ağrı semptomları yaşadığını anlamasına yardımcı olabilir ve aynı zamanda potansiyel stresörleri, toksinleri ve kişinin vücudunda ilgilenilmesi gereken diğer sorunlu bölgeleri belirlemeye yardımcı olabilir. Biorezonans terapisi ayrıca kişinin vücudundan alınan sinyalleri, vücudunun kendi kendini iyileştirmesine daha iyi izin verecek şekilde ayarlama yeteneğine de sahiptir; bu nedenle, genellikle akut ağrının hafifletilmesine veya kronik ağrının şiddetinin azaltılmasına yardımcı olabilecek bir yöntem sunar.

Baş ağrıları, migren, adet ağrıları, bel ve sırt ağrıları, tenisci dirseği, omuz eklemi şikayetleri, ağrıları hem ani rahatlatılabilir hem de uzun vadede kalıcı iyilik hali sağlanabilir.

Migren çok faktöre bağlı oluştuğu için çok özel bir protokol şekli sunulmaktadır.  Elektromanyetik yüklenme, gıdalar, stres, gibi sebeplere çözüm getiren rezonans migren için önemli bir destek şeklini oluşturmaktadır.

Fibromiyalji uzun süren bezdiren ağrıları ve çözümü uzun sürebilmesi nedeniyle  zor bir durumdur. Genellikle danışanlara stres protokolü önerilmektedir. Rorezonans ile seans sırasında vücuttaki tüm toksinlerden kurtulma, ağır metallerin atılımı, gida intoleransları ve patojenlerin onarımı yapıldıkça, stres azaltıldıkça, ağrılar ortadan kaldırılarak danışana yardımcı olunabilmektedir.

Ağrıların Çözümü İçin Rezonans Yöntemi

Ağrı, basit bir yaralanmadan artrit gibi kronik bir hastalığın gelişmesi gibi daha ciddi nedenlere kadar çok sayıda nedenden dolayı kişiyi etkileyebilir. Ağrı ortaya çıktığında, özellikle birkaç gün sonra geçmediğinde semptomu göz ardı etmemek önemlidir. Kronik ağrı genellikle tedavi edilmeden bırakıldığında potansiyel olarak ölümcül komplikasyonlara yol açabilecek daha ciddi bir altta yatan sağlık durumunun bir işaretidir. Biorezonans terapisi, potansiyel stres etkenlerini ve toksinleri saptamanın yanı sıra vücudun dahili elektromanyetik dalgalarını kullanarak ağrılı semptomları azaltmak gibi farklı şekillerde ağrı yönetimine yardımcı olur.

Rezonans yönteminde kronik ağrılarda yaklaşım ağrıyan bölgedeki hasarı onarmaktan geçmektedir. Onarabilmek için hasarın nedenleri saptanır. Hem nedenlerle mücadele verirken aynı zamanda bölgenin doku iyileştirilmesi, toksin ve metallerin uzaklaştırılması da beraber uygulanır.

Bedenin ilgili bölgede bir sorun olduğunu ifade etme biçim olan ağrı, bu bölgedeki frekansın normalden farklı olmasına sebep olur. Ağrıyan bölgedeki bu frekans farkının eşitlenmesi ağrıyı da ortadan kaldırır. Travmalara bağlı ortaya çıkan ağrılar üzerindeki etkisi çarpıcı düzeydedir. Kronik ağrıların ortadan kaldırılması için sistemin bütün olarak incelenmesi ve tüm sisteme etki eden stres yükünün temizlenmesi gerekmektedir.

Süreç ve alınacak sonuç, bedenin ne kadar kirlendiğine ve ne yoğunlukta stres yükü olduğuna bağlıdır. Vücuttaki yüklenme çok daha düşük olduğu için genel kural, çocuklardaki etkinliğin daha güçlü ve hızlı olmasıdır.

S.S.S

Ağrılar Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Biorezonans, vücudun doğal frekanslarını kullanarak ağrının kaynağını bulup, dengelemeye ve iyileştirmeye çalışır. Hücresel düzeyde enerji akışını düzenleyerek ağrıyı hafifletir.

Baş ağrıları, migren, sırt, boyun, eklem, kas ağrıları, fibromiyalji gibi kronik ağrılar ve stres kaynaklı ağrılar için uygundur.

Genel olarak güvenli bir tedavi yöntemi olarak kabul edilir. Terapi öncesi bir uzmana danışmak önemlidir.

Seanslar genellikle 45-60 dakika sürer ve ortalama 4 – 8 seans uygulanabilir. Kişinin ihtiyacına göre süre değişiklik gösterebilir.

Sonuçlar kişiden kişiye değişir. Bazı kişiler birkaç seanstan sonra iyileşme hissederken, diğerleri daha uzun sürede sonuç alabilir.

Biorezonans Terapisi ile Kilo Verme Seansları

Kilo Verme Amaçlı Rezonans Terapileri

Kilo verme maksatlı yapılan rezonans terapilerinde kişinin gereksinimlerine göre birkaç farklı terapi formunu bir arada kullanmaktayız. Biorezonans terapisini, sigaraya ve gıdalara karşı olan bağımlılıklara yönelik uygulamaktayız. Kişide bağımlılık ve benzeri durumlara sebep olan maddelere göre uygulanan bu terapi, ilgili maddeye özgü elektromanyetik frekansların bedenden silinmesidir. Gıdalar üzerinden uygulanan bir bağımlılık tedavisi olan bu işlemde karbonhidrat grubu besin maddeleri üzerinden terapi uygulandığı için iştahta azalma olur ve kişi daha kolay doymaya başlar. Böylelikle kişinin tükettiği besin miktarı da, büyük çabaya gerek kalmadan otomatikman azalmış olur.

Biorezonans ile Zayıflama Terapisi Etkili midir?

Biorezonans zayıflama konusunda etkili bir terapidir; çünkü süreci daha da zorlaştırdığı bilinen durumları ve sorunları hedefleme konusunda size yardımcı olur.

Terapi sırasında vücudunuz sürekli izlenir ve vücuttan yeni elektromanyetik dalgalar geçirilir. Bu, metabolizmanızı iyileştirmenize ve kilo almanıza neden olabilecek hormon sorunlarını düzeltmenize yardımcı olabilir. Temel olarak, vücudunuzu hemen detoksifiye etmeye ve kendini iyileştirmeye başlayan bir araca dönüştürürsünüz.

Bununla birlikte, bunun da ötesinde, biorezonans ile zayıflama terapisinin faydaları genellikle basit bir kavrama indirgenir: bilgi.

Günün sonunda, vücudunuzun ne yaptığı hakkında bilgi ediniyorsunuz. Her şeyin nasıl çalıştığını ve belirli stresörlere ve dış etkenlere nasıl tepki verdiğinizi görebilirsiniz. Bu, zayıflama söz konusu olduğunda en iyi kararları vermenizi sağlar. Bu bilgi, olumlu değişiklikler yapmak için çok önemlidir, bu nedenle birçok insan biorezonansı bu önemli bilgiyi elde etmenin bir yolu olarak kullanır.

Peki, biorezonans terapisi zayıflamaya yardımcı olabilir mi? Kesinlikle, evet olabilir. Çeşitli farklı durumlarda kullanılabilen etkili bir araçtır. Zayıflamaya yardımcı olmak için teknolojiyi kullanabilmek, insanların zayıflamaya yönelik proaktif bir duruş sergilemeye başlayabileceği anlamına gelir. Bu, uzun bir süredir uyguladığımız bir şey ve bu yöntemi bir zayıflama yöntemi olarak kullanmanıza yardımcı olmaktan büyük mutluluk duyarız. Yapmanız gereken tek şey bizimle iletişime geçerek biorezonans ile zayıflamak için bu süreci nasıl kullanabileceğinizi sormak.

Biorezonans Terapileri ile Hangi Gıdalar Azaltılır?

Hamur işleri: Unlu gıdalar üzerinden uygulanan rezonans terapileriyle bu gıdaları tüketme isteği azaldığı gibi, bu besinlerden kaynaklı sağlık problemlerinde de düzelme olabilmektedir. Bu sebeple unlu gıdalar üzerinden gerçekleştirilen rezonans terapileri sayesinde migren, psikoloji sorunlar, halsizlik, kronikleşen bağırsak problemleri gibi pek çok sağlık sorununda fark edilir seviyede düzelme görülebilmektedir. Bu seanslar kişinin hamur işlerine olan düşkünlüğünü azalmanın yanı sıra iştahı da azalttığından, glüten intoleransından kaynaklı sorunların çözümüne yardımcı olur ve dolayısıyla metabolizmanın desteklenmesini sağlar.

Şekerli Gıdalar, Tatlılar: şekerli besinler sigara ve diğer benzer maddeler gibi bağımlılığa sebep olur. Düşkünlük, çok yeme ve çok sevme gibi haller terapiyle ortadan kaldırılabilir. Şekerin beden dengesini değiştirdiğini, insülin dengesini bozmak suretiyle bedenin daha fazla enerji depolama eğilimi göstermesine yol açtığını biliyoruz. Tatlılar ve şekerli gıdalar üzerinde yapılan terapi, bu tip gıdaların tüketimini otomatik olarak azaltır. Terapi alan kişilerde eskiden olduğu gibi şeker düşmelerinden kaynaklı sorunları yaşamamaları, rezonans terapisinin enerjetik dengeyi kurmasıyla elde edilen sonuçların yalnızca biridir.

Çikolata: Bu terapilerle çikolata bağımlılığı da giderilebilmektedir.

Yüksek Şekerli Meyveler: Terapiyle çok sevme ve düşkünlük halleri ortadan kaldırılabilir.

Tuz: Diğer gıdalarla beraber tuz üzerinden gerçekleştirilen terapi kişinin tuza olan düşkünlüğünü giderebilir.

Kahve: Kahve alımı, bu terapiler sayesinde otomatikman azaltılabilir.

Süt Ürünleri: Gluten içerikli gıdalarla beraber süt ürünleri ikinci büyük intolerans grubunu oluşturur. Temel nedense kişinin küçük yaşlardan itibaren süt ve süt ürünlerini tüketmesidir. Gluten gibi birçok sağlık sorununun temelinde yatan gizli nedendir. Gluten’e benzer şekilde süt ve süt ürünleri üzerinden gerçekleştirilen bu terapiler sayesinde sağlık sorunlarında önemli oranda iyileşme görülebilir.

Diğer Gıdalar: Bireyin aşırı miktarda tükettiği ve düşkünlüğünün fazla olduğu her türlü gıda sorununda biorezonans terapisi kullanılabilir. Zayıflama ve iştahı düşürme için çoğunlukla iki seans önerilir.

Minimum 4 seans

Unlu mamuller, pasta ve börekler, ekmek, hamburger, pasta, tatlı ve çikolata gibi karbonhidrat grubu ürünlere karşı düşkünlüğünüz varsa size bu gıdalar üzerinden gerçekleştirilen bir seans öneririz. Bu uygulama, sigara bırakma terapilerinde olduğu gibi problemli gıda grubuna göre gerçekleştirilmektedir.

Modern çağda kötü karbonhidratların tüketiminin son derece yüksek olduğunu görüyoruz. Hamur işi, ekmek, makarna, pilav benzeri karbonhidratların yarattığı bağımlılık herkeste az veya çok oranda mevcut. Alkol ve sigara bağımlılığında kullanıldığı gibi, rezonans terapileri kilo verme uygulamalarında da aynı şekilde kullanılır ancak farklı olarak alkol ya da sigara değil, kişinin düşkün olduğu ve fazla tükettiği kötü karbonhidrat grubu gıdalar kullanılır. Uygulamalarda biorezonans cihazına sorunlu yiyecek maddeleri konur ve kişiden, cihazın elektrotlarını tutması istenir. Bu uygulamada sakinleşme ve rahatlamadan başka bir şey hissedilmemektedir. Sigara bırakma uygulamalarına benzese de, cihazın içine sigara yerine gıda maddelerinin konmaktadır ve bu seans 5 gün sonra tekrar edilmektedir.

Kilo Verme Seansından Sonra Nasıl Hissedeceğim?

İlk seansın tamamlanmasından sonra herhangi bir çaba harcamaksızın yediğiniz miktarda azalma olduğunu ve iştahınızın belirgin düzeyde azaldığını göreceksiniz. Yediklerinizin miktarını otomatikman azaltan bu terapinin asıl etkisi ise ikinci seanstan sonraki günler ve haftalarda görülecektir. Artık ekmek, makarna, tatlı, çikolata ve hamur iş gibi besin maddelerini eskisi gibi sıkça aramadığınızı fark edersiniz. Bu süreç otomatik olarak gerçekleşecek, dolayısıyla diyet yapıyor hissine ve stresinde kapılmadan yediklerinizin azaldığını göreceksiniz.  Bu terapileri alan hastalarımızda, birbirinden bağımsızmış gibi görünen pek çok sağlık sorununda azalma yaşandığını ya da ortadan kalktığını tespit ediyoruz. Şeker düşüşlerinin azalması veya ortadan kalkması, migren ataklarının seyrekleşmesi, menapoz şikayetlerinin gerilemesi, uykusuzluk sorunlarının azalması, sabah yorgunluğundan kurtulma gibi sonuçlar terapilerle elde edilen pozitif etkilerdendir. Terapiden sonraki ikinci haftadan itibaren kendinizi daha hafif, uykularınızın düzenli hale geldiği için enerjik hissedersiniz. Vücut ağrılarınızın azaldığını ve ruh halinizin daha pozitif olduğunu görebilirsiniz.

S.S.S

Kilo Verme Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Biorezonans terapisi, kilo verme sürecine yardımcı olabilen bir yöntem olarak kabul edilir. Bu terapi, vücuttaki enerji dengesizliklerini düzelterek, gıda bağımlılıklarını azaltır,  metabolizmayı hızlandırabilir ve iştah kontrolünü sağlayabilir.

Zayıflama süreci kişiden kişiye değişir, ancak genellikle 4 ila 8 seans önerilir. Ancak bazı durumlarda daha fazla seans gerekebilir.

Seans ücretleri, uygulayıcıya ve bölgeye göre değişiklik gösterir. Kesin fiyat bilgisi için ilgili merkezle iletişime geçmek en doğrusudur.

Biorezonans, vücuttaki zararlı toksinleri ve enerji blokajlarını ortadan kaldırarak metabolizmayı düzenler. Karbonhidrat ve şeker isteğinin azalması sağlar. Ayrıca, iştahı kontrol etmeye yardımcı olacak pozitif frekanslar gönderir.

Biorezonans ile kilo vermek, bireyin metabolizmasına ve yaşam tarzına bağlı olarak değişir. Genellikle, düzenli uygulama ile birkaç hafta içinde olumlu sonuçlar görülmeye başlanabilir. Ancak kalıcı sonuçlar için sağlıklı beslenme ve egzersizle desteklenmesi önerilir.

Biorezonans Terapisi ile Alkol Bırakma Seansları

Biorezonans Terapisinin Alkolü Bırakmaya Etkisi

Tıpkı sigara bağımlılığına son vermeyi amaçlayan terapilerimizde olduğu gibi; alkol bağımlılığı bulunan kişilere yapılan terapi uygulamalarında da kişinin alkol alma isteğini azaltmakta, alınan alkol miktarını düşürmekte ve kişinin alkolden tamamen kurtulmasına yardımcı olmaktadır. Bireyin alkol bağımlılık düzeyine bağlı olarak terapi uygulamaları alkolden geri dönmemek üzere, tamamen kurtulmaya yardımcı olabileceği gibi klasik yöntemlerle bir arada destek amaçlı da kullanılabilir. 4’er gün arayla gerçekleştirilen seanslardan oluşan ve toplamda 6 seans süren bu terapinin ne kadar süreceği, kişinin gösterdiği gelişime göre belirlenir.

Alkolü bıraktırmayı hedefleyen terapilerde tıbbi yaklaşımların da dahil olduğu klasik yöntemlerle birlikte, seansların destek olarak kullanılması önerilmektedir. Kişinin ruhsal sağlığıyla birebir ilişkili olan alkol bağımlılığında uzun süreli takip ve psikolojik tedavi yaklaşımlarını reddederek, sadece frekans silme terapileriyle sonuç bulmayı amaçlayan yaklaşımlarla başarı ancak sınırlı seviyede olabilir. Bir başka değişle bu terapilerde terapistin deneyimi, bağımlılıktan kurtulmayı amaçlayan kişi açısından çok önemlidir. Merkezimizde gerçekleştirilen alkol bırakma terapilerinde kişinin ruhsal durumu ve alkol bağımlılığı düzeyine göre Bach Çiçekleri gibi ruhsal yönelim terapileri önerilir.

Rezonans terapilerinde maddelerin bedende sebep olduğu kimyasal etkilerden ziyade fiziksel (elektromanyetik etkiler) özellikler kullanılmaktadır. Maddeye özgü düşük frekanslı elektromanyetik enerjinin kullanımıyla madde etkisinin bedenden silinmeye çalışıldığı bu terapi; bağımlılık yapan maddenin yani alkolün cihaza konulması ve frekansının tespit edilmesinden sonra maddenin elektromanyetik titreşimlerinin bedenden silinmesidir. Bir başka değişle biorezonans cihazına konan madde her ne ise frekans işlemi, o maddenin elektromanyetik etkisi üzerinden yapılır. Alkol bıraktırma terapilerinde cihaza konan madde, kişinin en sık tükettiği alkollü içkidir. Bu seanslar yaklaşık olarak 50 dakika kadar sürmekte ve birkaç gün arayla toplamda 6 seans uygulanmaktadır.

Birçok kişi için 3 seans yeterli olurken psikolojik olarak rahat olmayan kişilerde daha fazla seans da önerilebilir.

Alkol Bırakma Terapisinin Etkisi

Terapinin etkisi; kişinin alkolden daha kolay kurtulmasına ve alkol gereksinimini azaltmasına yardımcı olmasıdır. Seansın etkisi tıpkı sigara bırakma terapilerindeki gibi, ilk seansla birlikte başlamakta ve birkaç gün arayla yapılan toplam 6 seans sonunda da pekişmektedir. Terapinin tamamlanmasının ardından kişi alkol alma isteğinde net bir azalma hisseder. Şayet terapiden sonra kişi tekrar alkol alırsa alkol alırken eskiden olduğu kadar keyif almadığını ve dolayısıyla alkol almanın anlamsız hale geldiğini fark eder. Buna karşın terapinin ne oranda etkili olacağı kişinin alkole ne düzeyde bağımlı olduğuna ve bireyin “esasen neye ihtiyaç duyduğuna” göre değişir.

Alkol Bırakma Üzerine Hangi Terapi Daha Uygun?

Alkol sorunun hangi düzeyde ve bu sorunun sebep olduğu ruhsal problemlerin neler olduğuna göre farklı terapiler tavsiye edebiliyoruz. Çoğu kişide biorezonans terapisi yeterli olmasına rağmen bazılarında psikolojik yapının iyileştirilmesine yönelik terapiler de kullanılabilir. Şayet gereklilik hissediyorsanız psikolojik problemlerle alakalı kullandığımız diğer terapi yöntemlerini açıkladığımız sayfalarımıza göz atmanızı öneririz.

Terapi, bağımlılık yapan madde üzerinden gerçekleştirilen ve tamamen kendine özgü bir teknoloji kullanan biorezonans seanslarıdır. Terapinin gayesi, bağımlılık yapan maddeye karşı frekans temizliği yapılmasıdır. Frekans temizliğiyle ilgili maddeye karşı duyulan bağımlılık hissinde azalma gözlemlediğimiz gibi, ek olarak terapiyle birlikte bedende maddesel seviyede bir temizlik de uyarılır. Bu rezonans seansları bir başka değişle detoks temellidir ancak bu durum sadece alkol üzerinden yapılan seanslarda geçerlidir.

Rezonans terapileri alkolden tamamen kurtulmak ya da alkolü azaltmak isteyen herkese önerilir.

Alkolü Azaltmak İsteyenler

Alkol temelli yapılan seanslardan sonra bedenin alkol ile kurduğu ilişki değişir. Şayet kişi terapiden sonra alkol almaya devam ederse eskisi gibi keyif alamadığını ve alkolün eski tadında olmadığı için alkol almanın da manasız hale geldiğini görecektir. Bu terapi alkol tüketim miktarını düşürmek için de kullanılabilir ama bu gibi bir uygulamanın etkisinin uzun süreli olması için 3 ila 6 aylık periyotlarda birkaç seans daha gerekir.

Alkol Bağımlılığından Tamamen Kurtulmak İçin

Asıl hedefimiz alkol bağımlılığından geri dönmemek üzere kurtulmanızdır. Bunu başarmak içinse alkolizm sorununu yaşantınızdan tamamen çıkartmakta kararlı olmalı, problemin psikolojik temellerini de göz ardı etmemelisiniz. Bu terapilerin amacı; alkolü bırakma sürecinizi mümkün olan en kolay şekilde geçirmenizi sağlamak, alkol alma isteğini en aza indirmek, alkol almamanızdan kaynaklı problemleri minimuma indirgemek ve alkol kokusu aldığınızda dahi bedeninizin sanki bu kokuyu ilk kez alıyormuşçasına tepki vermesini sağlamaktır. Biorezonans terapileri kişinin kullanmaya en çok alışkın olduğu alkol tipleri üzerinden gerçekleştirilir. 4 gün aralıklarla, 6 seans olarak uygulanan terapiye ek olarak taleplerinize göre farklı yöntemlerin kullanımı da mümkün olabilmektedir.

S.S.S

Alkol Bırakma Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Evet, bioresonans terapisi alkol bağımlılığından kurtulmaya yardımcı olabilir. Bu yöntem, vücudun alkol frekanslarını nötralize ederek kişinin alkol isteğini azaltmayı ve zamanla tamamen bitirmeyi hedefler. Terapinin amacı, vücudun bağımlılığa yol açan enerji dengesizliklerini düzelterek alkol arzusunu ortadan kaldırmaktır.

Evet, biorezonans ile alkol bırakma konusunda başarı elde eden birçok kişi bulunmaktadır. Ancak sonuçlar kişilerin istek, kararlılık ve hazır olma durumuna göre farklılıklar gösterebilir.

Terapi genellikle 6 ile 10 seans arasında sürer. Ancak bu süre, kişinin bağımlılık düzeyine, vücudunun terapilere verdiği yanıta ve genel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bazı bireyler daha hızlı sonuç alabilirken, daha yoğun bağımlılığı olan kişilerde tedavi süreci daha uzun sürebilir. Tedavinin etkinliği ve süresi, her bireyin ihtiyaçlarına göre kişiselleştirilebilir.

Biorezonans, alkol isteğini bitirmekte etkilidir, ancak kesin sonuçlar kişiden kişiye farklılık gösterir. Başarı oranı kişinin motivasyonu ve tedaviye olan uyumuna bağlıdır.

Fiyatlar, terapi merkezinin bulunduğu konuma, uzmanların deneyimine ve uygulanacak seans sayısına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Terapi sürecine başlamadan önce, fiyatlandırma ve tedavi planı hakkında detaylı bilgi almak için merkezle iletişime geçmek faydalı olacaktır.